Unfair tariffs are imposed on foreign products.
- Yabancı ürünlere haksız tarifeler uygulanmaktadır.
High tariffs have become a barrier to international trade.
- Yüksek tarifeler uluslararası ticaret için bir engel haline gelmiştir.
Could I see the timetable?
- Tarifeyi görebilir miyim?
Could I have a bus timetable?
- Bir otobüs tarifesi alabilir miyim?
There was a bus schedule on the wall.
- Duvarda bir otobüs tarifesi vardı.
The bus was behind schedule.
- Otobüs tarifenin gerisindeydi.
I shouldn't have doubled the recipe.
- Tarifeyi iki katına çıkarmamalıydım.
We found a recipe for grandma's cookies .
- Büyükannemin kurabiyesi için bir tarife bulduk.