Ben bir uzman değilim.
- I'm not a specialist.
Biz Dr. Brown'ı Amerika Birleşik Devletleri'nde en iyi kalp uzmanı olarak görüyoruz.
- We regard Dr. Brown as the best heart specialist in the United States.
Mary deneysel tasarımlar konusunda uzmanlaşmış bir mimardır.
- Mary is an architect specialized in experimental designs.
O, üniversitede fizik alanında uzmanlaşmaya karar verdi.
- He decided to specialize in physics at college.
Bir uzman doktorla konuşmalısın.
- You should talk to a specialist.
Hastalığın daha da kötüleşirse, bir uzman doktoru ara.
- If your illness becomes worse, call in a specialist.