uzmanlaşmak

listen to the pronunciation of uzmanlaşmak
Turkish - English
specialize
to specialize (in sth)
to become a specialist
specialize in
master

It's quite difficult to master French in 2 or 3 years. - 2 ya da 3 yılda Fransızcada uzmanlaşmak oldukça zordur.

It's difficult to master a foreign language. - Yabancı bir dilde uzmanlaşmak zordur.

uzman
expert

She is an expert typist. - O bir uzman daktilocu.

He is something of an expert on oriental art. - O, oryantal sanatında birazcık uzmandır.

uzman
specialist

Tom wanted to become a search-and-rescue specialist. - Tom bir arama-kurtarma uzmanı olmak istiyordu.

I'm not a specialist. - Ben bir uzman değilim.

uzmanlaşma
{i} specialization
uzman
{i} authority

Tom is an authority in his field. - Tom, alanında bir uzmandır.

He's an authority in his field. - O, alanında bir uzmandır.

uzman
expert, specialist, connoisseur, consultant, dab, pundit
uzman
professional

You need a professional to translate this. - Bunu çevirmek için bir uzmana ihtiyacın var.

Is it a good idea to hire former hackers to work as security professionals? - Eski bilgisayar korsanlarını güvenlik uzmanı olarak çalıştırmak için kiralamak iyi bir fikir mi?

uzman
{i} adept
uzman
{i} don

For someone who's supposed to be an expert, you don't seem to know much. - Uzman olması gereken biri için çok şey biliyor gibi görünmüyorsun.

Don't worry so much! For quite an esteemed expert such as myself, it's peasy lemon squeezy! - Bu kadar endişelenme! Benim gibi çok saygın bir uzman için bu iş çocuk oyuncağı!

uzman
{i} dabster
uzman
{i} oracle
uzman
consultant
uzman
well-versed
uzman
(Askeri) qualified
uzman
witness
uzman
judge

The judges haven't yet picked the best book. - Uzmanlar henüz en iyi kitabı seçmediler.

Tom certainly is a poor judge of character. - Tom kesinlikle kötü bir karakter uzmanı.

uzmanlaşma
(Ticaret) division of labor
uzman
operator
uzman
dab
uzman
connoisseur
uzman
student
uzmanlaşma
{i} specializing
Uzman
perite
Uzman
maven
konusunda uzmanlaşmak
major
uzman
regular
uzman
(astsubay) technician
uzman
fiend
uzman
proficient

We are looking for someone who is proficient in French. - Fransızca'da uzman birisini arıyoruz.

Tom is a proficient marksman. - Tom uzman bir keskin nişancıdır.

uzman
(Hukuk) pundit
Turkish - Turkish
Uzman durumuna gelmek, uzman olmak
Uzman
spesiyalist
Uzman
mütehassıs
uzman
Belli bir işte, belli bir konuda bilgi, görüş ve becerisi çok olan kimse, mütehassıs, kompetan
uzman
Belli bir işte, belli bir konuda bilgi, görüş ve becerisi çok olan kimse, mütehassıs, kompetan: "Biz de, işte para kazanmanın, iyi yaşamanın uzmanıyız dostum."- H. Taner
uzman
Belli bir işte bilgi, görüş ve becerisi çok olan kimse
uzmanlaşma
Uzman durumuna gelme
uzmanlaşmak
Favorites