Knowing how much school for my kids is costing, it's impossible to relax with a beer and take it easy.
- Çocuklarımın okul maliyetini bildiğim için, bir bira ile rahatlamak ya da boş vermek imkansız.
In order to relax, I need to listen to soothing music.
- Rahatlamak için yatıştırıcı müzik dinlemem gerekiyor.
Tom's face showed his relief.
- Tom'un yüzü onun rahatlamasını gösterdi.
That's a huge relief.
- Bu büyük bir rahatlama.
For relaxation, Copernicus painted and translated Greek poetry into Latin.
- Rahatlamak için, Copernicus resim yaptı ve Yunanca şiiri Latinceye çevirdi.
Sami showed Layla some relaxation exercises.
- Sami, Leyla'ya bazı rahatlama egzersizleri gösterdi.