present participle of cry

English - Turkish

Definition of present participle of cry in English Turkish dictionary

Related Terms

crying

{s} ağlayan

Ağlayan bebeklerle başa çıkmak zordur. - It's hard to handle crying babies.

Hemşire ağlayan çocuğu yatıştırdı. - The nurse soothed the crying child.

crying

{f} ağla

Yüksek sesle ağlamaktan kendimi alamadım. - I could not stop myself from crying aloud.

O, onu teselli etmeye çalıştı, ama o ağlamaya devam etti. - He tried to comfort her, but she kept crying.

crying

{i} çığlık

Leyla çığlık atıp ağlamaya başladı. - Layla just started screaming and crying.

Tom çığlık atıp ağlıyordu. - Tom was screaming and crying.

crying

büyük

crying

a crying shame çok yazık

crying

{s} göze çarpan

crying

{s} acil

crying

{s} apaçık

crying

cry bağır/ağla

crying

{s} iğrenç

crying

{s} ivedi

English - English

Definition of present participle of cry in English English dictionary

crying

Hyphenation

pres·ent par·ti·ci·ple of cry