paylaşma

listen to the pronunciation of paylaşma
Turkish - English
communion
sharing (something)
division
(Ticaret) partition
share

Let's agree to share in the profits. - Karı paylaşmada anlaşalım.

You have to share the cake equally. - Pastayı eşit olarak paylaşmak zorundasın.

{i} sharing

I don't mind sharing the room with him. - Odayı onuna paylaşmanın benim için sakıncası yok.

I don't mind sharing a room with Tom. - Tom'la bir odayı paylaşmayı umursamıyorum.

paylaşmak
share

Germany shares a border with France. - Almanya, Fransa ile bir sınır paylaşmaktadır.

Do you want to share my dessert with me? - Tatlımı benimle paylaşmak ister misin?

paylaşmak
{f} split
paylaşmak
to share

I don't want to share my room with Tom. - Odamı Tom'la paylaşmak istemiyorum.

You have to share the cake equally. - Pastayı eşit olarak paylaşmak zorundasın.

paylaşmak
pass

Fadil was making an effort to share Layla's passions. - Fadıl, Leyla'nın tutkularını paylaşmak için çaba harcıyordu.

paylaşmak
whack up
paylaş
{f} shared

The children shared a pizza after school. - Çocuklar okuldan sonra bir pizzayı paylaştılar.

Personal life of Larry Ewing was shared in a website. - Bir web sayfasında, Larry Ewing'in özel hayatı paylaşıldı.

paylaş
divvy up
paylaş
{f} sharing

I'm sharing my flat with my brother. - Apartman dairemi erkek kardeşimle paylaşıyorum.

What happened to the girl you were sharing the bedroom with? - Yatak odanı paylaştığın kıza ne oldu?

paylaş
{f} share

I share the room with my sister. - Odayı kız kardeşimle paylaşıyorum.

Eleanor though the daughter of a king and brought up in the greatest luxury determined to share misfortune with her husband. - Bir kralın kızı olarak düşünülen ve büyük lüks içinde yetiştirilen Eleanor kocasıyla bu tersliği paylaşmaya karar verdi.

paylaşmak
double up
paylaşmak
go shares
paylaşmak
divvy up
paylaşmak
pool
acısını paylaşma
sympathy
başrol paylaşma
co starring
derdini paylaşma
commiseration
hakça paylaşma
(Hukuk) equitable share
masraf paylaşma
expense-sharing
paylaşmak
divvy
paylaşmak
share out
paylaşmak
partake
paylaşmak
go snacks
paylaşmak
participate of
paylaşmak
divide
paylaşmak
cast in
paylaşmak
double up on
paylaşmak
whack
Turkish - Turkish
Paylaşmak işi
paylaşmak
Aralarında bölüşmek, pay etmek, üleşmek: "Biz de bu yayınları onlarla paylaşmayı kabul ettik."- H. Taner
paylaşmak
Katılmak
paylaşmak
Aralarında bölüşmek, pay etmek, üleşmek
paylaşma
Favorites