Turkish - English
Definition of paylaş in Turkish English dictionary
- {f} shared
Personal life of Larry Ewing was shared in a website.
-Bir web sayfasında, Larry Ewing'in özel hayatı paylaşıldı.
Tom, Mary and John shared the cost of the party.
-Tom, Mary ve John Partinin maliyetini paylaştılar.
- divvy up
- {f} sharing
We're sharing your work.
-Biz işini paylaşıyoruz.
What happened to the girl you were sharing the bedroom with?
-Yatak odanı paylaştığın kıza ne oldu?
- {f} share
The children shared a pizza after school.
-Çocuklar okuldan sonra bir pizzayı paylaştılar.
Personal life of Larry Ewing was shared in a website.
-Bir web sayfasında, Larry Ewing'in özel hayatı paylaşıldı.
- pano paylaş
- (Bilgisayar) share clipboard
Related Terms
paylaş
Hyphenation
pay·laşPronunciation
Resimler
History
Favorites