past of untie

English - Turkish

Definition of past of untie in English Turkish dictionary

Related Terms

untied

başıboş

untied

çözük

Tom'un ayakkabı bağcıkları çözük. - Tom's shoelaces are untied.

untied

{f} çöz

Tom düğümü çözerken bıçağı dişlerinin arasında tuttu. - Tom held the knife between his teeth as he untied the knot.

Tom ceketini çıkardı ve papyonunu çözdü. - Tom took off his jacket and untied his bow tie.

untied

çözülmüş

Tom bağcıklarının çözülmüş olduğunu fark etmedi. - Tom didn't notice that his shoes were untied.

Affedersiniz, bağcıklarınız çözülmüş. - Excuse me, your laces are untied.

untied

çöz<çözülmüş>

English - English

Definition of past of untie in English English dictionary

untied

Hyphenation

past of un·tie

Turkish pronunciation

päst ıv ıntay

Pronunciation

/ˈpast əv ənˈtī/ /ˈpæst əv ənˈtaɪ/