ortaya çık

listen to the pronunciation of ortaya çık
Turkish - English
come out

However long you try to hide it, the lies will come out anyway. - Ne kadar saklamaya çalışırsan çalış, yalanlar her zaman ortaya çıkar.

The truth will come out. - Gerçek ortaya çıkacak.

{f} surfacing
arisen

The problem has arisen simply because you didn't follow my instructions. - Problem sadece benim talimatlarımı izlememenizden ortaya çıktı.

This question has often arisen. - Bu soru sık sık ortaya çıktı.

arose

Confusion arose from the accident. - Kaza yüzünden karışıklık ortaya çıktı.

The earliest civilizations arose in Mesopotamia. - En eski uygarlıklar Mezopotamya'da ortaya çıktı.

arise

Bribes are something that arises in conjunction with power organizations. - Rüşvet güç örgütleri ile birlikte ortaya çıkan bir şeydir.

Trade friction might arise between the two nations at any moment. - İki ülke arasında her an bir ticari sürtünme ortaya çıkabilir.