ortaya çık

listen to the pronunciation of ortaya çık
التركية - الإنجليزية
come out

The stars come out at night. - Yıldızlar gece ortaya çıkarlar.

Tom doesn't want the truth to come out. - Tom gerçeğin ortaya çıkmasını istemiyor.

{f} surfacing
arisen

The problem has arisen simply because you didn't follow my instructions. - Problem sadece benim talimatlarımı izlememenizden ortaya çıktı.

Some unexpected difficulties have arisen. - Bazı beklenmedik zorluklar ortaya çıktı.

arose

The earliest civilizations arose in Mesopotamia. - En eski uygarlıklar Mezopotamya'da ortaya çıktı.

This tradition arose in China. - Bu gelenek Çin'de ortaya çıkmıştır.

arise

How did this misunderstanding ever arise? - Bu yanlış anlama nasıl ortaya çıktı?

A new difficulty has arisen. - Yeni bir zorluk ortaya çıktı.

ortaya çık
المفضلات