Yanımda hiç param yok.
- I don't have any money on me.
Yanımda çok param yok.
- I don't have much money on me.
Tom onu kendi başına yaptı.
- Tom did that on his own.
Tom şu anda kendi başına.
- Tom is on his own now.
Büyük anlaşmazlıklara karşı zorlu bir mücadeleden sonra, onlar nihayet şirketi tekrar kendi ayakları üzerinde durdurdular.
- After an uphill struggle against great odds they finally got the company on its feet again.
Her gün onun üzerinde çalıştım.
- I worked on it day after day.
beers on me - biralar benden.
... ROMNEY: And then we have his own record, which is we have four consecutive years where he ...
... So had his girls been even a little bit better, ...