Yanımdaki bütün parayı Tom'a verdim.
- I gave Tom all the money I had on me.
Yanımda hiç param yok.
- I don't have any money on me.
Tom kendi başına çekip çeviremez.
- Tom can't manage on his own.
Tom onu kendi başına yaptı.
- Tom did it on his own.
Büyük anlaşmazlıklara karşı zorlu bir mücadeleden sonra, onlar nihayet şirketi tekrar kendi ayakları üzerinde durdurdular.
- After an uphill struggle against great odds they finally got the company on its feet again.
Onlar onun üzerinde çalışıyorlar.
- They're working on it.
beers on me - biralar benden.
... it's amazing how his fans have embraced him across Google ...
... And I've got to tell you, Governor Romney, when it comes to his own party during the ...