Mektup şimdi yanımda değil.
- I don't have the letter on me now.
Yanımda çok param yok.
- I don't have much money on me.
Tom kendi başına çekip çeviremez.
- Tom can't manage on his own.
Tom onu kendi başına yaptı.
- Tom did that on his own.
Onlar onun üzerinde çalışıyorlar.
- They're working on it.
Onun üzerinde adım var.
- It has my name on it.
beers on me - biralar benden.
... You know, his running mate, Congressman Ryan, put forward a budget that reflects many of ...
... to be able to say to himself, in his grotesque way, ...