not known; not apprehended

listen to the pronunciation of not known; not apprehended
English - Turkish

Definition of not known; not apprehended in English Turkish dictionary

unknown
{i} bilinmez

Onun orijini bilinmez. - Its origin is unknown.

O, Almanya'da yıldızdır ama Amerika'da tamamen bilinmez. - He's a star in Germany, but completely unknown in America.

unknown
{i} bilinmeyen

Sophie bilinmeyen bir gönderenden gelen bir başka mektup almak için can atıyordu. - Sophie had been looking forward to getting another letter from the unknown sender.

Bilinen bir hata bilinmeyen bir gerçekten daha iyidir. - A known mistake is better than an unknown truth.

unknown
kimliği belirsiz
unknown
ünsüz
unknown
tanınmıyor
unknown
adsız
unknown
tanınmayan

Yaşarken tanınmayan birçok büyük düşünür ölümden sonra ünlü oldu. - Many great thinkers who were unknown while alive became famous after death.

unknown
meçhul
unknown
Unknown Soldier Meçhul Asker
unknown
{i} yabancı
unknown
meçhul kimse
unknown
{s} gizli
unknown
{s} tanınmamış
unknown
(Askeri) TANINMAYAN

Yaşarken tanınmayan birçok büyük düşünür ölümden sonra ünlü oldu. - Many great thinkers who were unknown while alive became famous after death.

unknown
meçhul şey/meçhul kimse
English - English
unknown
not known; not apprehended
Favorites