Onlar Gandhi'nin anısına bir heykel diktiler.
- They erected a statue in memory of Gandhi.
Onunla ilgili anılarım azalmaya başladı.
- My memory of her has begun to recede.
Kolej günlerimin anılarını hatırlarım.
- Memories of my college days come to my mind.
Bu, hayatımın en iyi anılarından biri olacaktır.
- This will be one of the best memories of my life.
Hemen hemen tüm sanal bellek uygulamaları bir uygulama programının sanal adres alanını sayfalara böler; bir sayfa bitişik sanal bellek adreslerinden oluşan bir bloktur.
- Almost all implementations of virtual memory divide the virtual address space of an application program into pages; a page is a block of contiguous virtual memory addresses.
Sanal bellek çoklu görev çekirdekleri için geliştirilmiş bir bellek yönetim tekniğidir.
- Virtual memory is a memory management technique developed for multitasking kernels.
En ufak bir şüphe olmadan, rüya daha önceki hayattan bir hatıraydı.
- Without the slightest doubt, the dream was a memory from a previous life.
O iyi bir hafızaya sahiptir.
- He has a good memory.
Tom'un zayıf bir hafızası var.
- Tom has a poor memory.
Ofis onun için bir anıt düzenledi.
- The office held a memorial for him.
Ben ilginç bir anıt gördüm.
- I have seen an interesting memorial.
Hafızamı kaybettiğimi hatırlamıyorum.
- I don't remember losing my memory.
Büyükannemi hayal meyal hatırlıyorum.
- I have a dim memory of my grandmother.
Ölü bir adamın anısına bir anıt kurmak için bir fon başlatıldı.
- A fund was launched to set up a monument in memory of the dead man.
Bu anıt büyük bir devlet adamı anısınadır.
- This monument is in memory of a great statesman.
Belki hatıralarım bana oyun oynuyor.
- Maybe my memories are playing tricks on me.
Hatıralar için teşekkürler.
- Thanks for the memories.
This data passes from the CPU to the memory.
Happiness is nothing more than good health and a bad memory.
I have no memory of that event.
The Roberts Court seems to be the most politically conservative in living memory.