German - Turkish
Definition of kratzer in German Turkish dictionary
- [der] yırtık; çizik, sıyrık; tırmık
- kazı kazan
- en baştan
- tirmala
- tırmalamak
- sıyrık
- çizilmez
English - Turkish
Definition of kratzer in English Turkish dictionary
- bucket
- kova
Tom kovayı ağzına kadar doldurdu.
-Tom filled the bucket to the top.
Bana içinde yağ olan metal kovayı ver.
-Give me the metal bucket with the oil in it.
- bucket
- (Askeri) mastalya
- bucket
- (Spor) çember
- bucket
- bakraç
- bucket
- (down ile) şakır şakır yağmur yağmak
- bucket
- bucket seat çanak biçiminde koltuk
- bucket
- {f} bardaktan boşanırcasına yağmak
- bucket
- {f} kovayla taşımak
- bucket
- {f} dörtnala koşturmak
- bucket
- (İnşaat) kova, kepçe
- bucket
- bucket çok yağ/in
- bucket
- {i} tulumba pistonu
- bucket
- bucket shop borsa hisseleri üzerinden vurgun yapan
- bucket
- meyhane gibikick the bucket nalları dikmek
- bucket
- ölmek bucketfulbir kova dolusu
- bucket
- kova,v.kova ile çek: n.kova
- bucket
- biriktirme yeri
Related Terms
German - English
Definition of kratzer in German English dictionary
- bucket
- scraper
- excavator shovels
- scores
- buckets
- scrape
- claw marks
- steel scoop buckets
- fluke
- scrapers
- score
- scratches
- excavator shovel
- flukes
- scratcher
- scratch
- drags
- scuffs
- scratchers
- dredging shovel
- scrapes
- steel scoop bucket
- scuff
- drag
- dredging shovels
- claw mark
- Kratzer entfernen
- to remove/do away with scratches
- Krätzer (Metallurgie)
- rabble (metallurgy)
- Krätzer (Metallurgie)
- rabble arm
- Diese Oberflächte ist sehr anfällig für Kratzer.
- This surface is highly susceptible to scratches
- ein durch Kratzer verunstaltetes Auto
- a car marred by scratches
- der Kratzer
- the scratch