Wooden houses catch fire easily.
 - Ahşap evler kolayca tutuşurlar.
He will find the bus stop easily.
 - Otobüs durağını kolayca bulacaktır.
The noted diplomat readily participated in the committee.
 - Tanınmış diplomat komiteye kolayca katıldı.
Guns are readily accessible to Americans.
 - Silahlara Amerikalılar tarafından kolayca erişilebilir.
My house is within easy reach of the station.
 - Evim istasyona kolayca ulaşılabilecek bir yerde.
Statistics are easy to misinterpret.
 - İstatistikler kolayca yanlış yorumlanabilir.
I was surprised because he lifted me up with ease.
 - O beni kolayca kaldırdığı için şaşırdım.
She solved the problem with ease.
 - Kolayca sorunu çözdü.
This zipper doesn't zip smoothly.
 - Bu fermuar kolayca kapanmıyor.
We forget our faults easily if no one knows them as well as us.
 - Eğer hiç kimse onları bizim kadar iyi bilmiyorsa hatalarımızı kolayca unutabiliriz.