We camped there over the holiday.
 - Tatil boyunca orada kamp yaptık.
You went back to the camp leaving me alone in the primeval forest.
 - Beni ilkel bir ormanda yalnız bırakarak kampa geri döndün.
I went camping with my family.
 - Ben ailemle birlikte kampa gittim.
Will Tom be allowed to go camping with the other children?
 - Tom'a diğer çocuklarla birlikte kampa gitmesine izin verilecek mi?
I ran away from the training camp.
 - Eğitim kampından kaçtım.
With both mind and body in their best condition, let's look forward to the newcomers' training camp.
 - Onların en iyi durumdaki hem zeka hem de vücutları ile, yeni gelenlerin eğitim kampını dört gözle bekleyelim.
This is a nice-looking campground.
 - Burası güzel görünümlü bir kamp alanı.
It was still early in the day when Tom arrived at the campground.
 - Tom kampa geldiğinde hâlâ günün erken saatleriydi.
One gypsy family with their caravan was encamped.
 - Bir çingene ailesi karavanlarıyla birlikte kamp yapıyordu.
Tom reached in his pocket, pulled out some matches, struck one, and then lit the campfire.
 - Tom cebine uzandı, birkaç kibrit çıkardı, birini çaktı ve sonra kamp ateşini yaktı.
Tom sat down on the log in front of the campfire.
 - Tom kamp ateşinin önündeki kütüğe oturdu.
Tom likes camping on the beach.
 - Tom sahilde kamp yapmayı sever.
Tom decided that it wouldn't be much fun to go camping alone.
 - Tom tek başına kamp yapmaya gitmenin eğlenceli olmayacağına karar verdi.
This is a nice-looking campground.
 - Burası güzel görünümlü bir kamp alanı.
The campsite isn't accessible by road.
 - Kamp bölgesi karayoluyla ulaşılabilir değil.
This looks like a good spot to camp.
 - Bu kamp kurmak için iyi bir yere benziyor.
We'll have to camp out if we can't find a place to stay.
 - Biz kalacak bir yer bulamazsak dışarıda kamp kurmak zorunda kalacağız.
One of Tom's favorite things to do is camping.
 - Tom'un en sevdiği şeylerden biri kamp yapmaktır.
Camping so near the river isn't a good idea.
 - Nehrin yakınında kamp yapmak iyi bir fikir değildir.
The campsite was totally deserted.
 - Kamp yeri tamamen terk edilmişti.
Tom returned to the campsite.
 - Tom kamp yerine döndü.
There are three campgrounds in this area.
 - Bu alanda üç tane kamp yeri var.
Sami was at a fisherman's campground.
 - Sami bir balıkçının kamp yerindeydi.