camper

listen to the pronunciation of camper
English - Turkish
{i} kamp yapan kimse
düşergeci
düşerge arabası
Aktiviteye katılmayan, bir kenarda oturan kişi
içinde oturulup yatılabilen araba
{i} ufak kamp karavanı; karavan gibi kullanılan minibüs/kamyonet
{i} kampçı

O mutlu bir kampçı değildi. - He was not a happy camper.

Kampçılar kamp ateşi etrafında şarkılar söyledi. - The campers sang songs around the campfire.

{i} kamp arabası
karavan/kampçı
camper van
Karavan
Camper, P
(Anatomi) (1722-1789) Amsterdam'lı anatomist örn: Camper fasiası
camper's line
(Diş Hekimliği) meatus acusticus eksternus ile spina nasalis arasında olduğu varsayılan çizgi
camper's plane
(Diş Hekimliği) yüzün her iki yanında tragal ve subnasal'dan geçen, genellikle oklüzal düzleme paralel olan yatay bir düzlem
happy camper
mutlu kamp
camper
Favorites