I went camping last summer.
- Geçen yaz kampa gittim.
We camped there over the holiday.
- Tatil boyunca orada kamp yaptık.
I went camping last summer.
- Geçen yaz kampa gittim.
Tom decided that it would be fun to go camping with John and Mary.
- Tom, John ve Mary ile kampa gitmenin eğlenceli olacağına karar verdi.
With both mind and body in their best condition, let's look forward to the newcomers' training camp.
- Onların en iyi durumdaki hem zeka hem de vücutları ile, yeni gelenlerin eğitim kampını dört gözle bekleyelim.
I ran away from the training camp.
- Eğitim kampından kaçtım.
This is a nice-looking campground.
- Burası güzel görünümlü bir kamp alanı.
It was still early in the day when Tom arrived at the campground.
- Tom kampa geldiğinde hâlâ günün erken saatleriydi.
One gypsy family with their caravan was encamped.
- Bir çingene ailesi karavanlarıyla birlikte kamp yapıyordu.
Tom reached in his pocket, pulled out some matches, struck one, and then lit the campfire.
- Tom cebine uzandı, birkaç kibrit çıkardı, birini çaktı ve sonra kamp ateşini yaktı.
Tom was singing with the children sitting around the campfire.
- Tom kamp ateşinin etrafında oturan çocuklarla birlikte şarkı söylüyordu.
I should've gone camping with you guys last weekend.
- Geçen hafta sonu siz arkadaşlarla kamp yapmaya gitmeliydim.
Tom likes camping on the beach.
- Tom sahilde kamp yapmayı sever.
This is a nice-looking campground.
- Burası güzel görünümlü bir kamp alanı.
The campsite isn't accessible by road.
- Kamp bölgesi karayoluyla ulaşılabilir değil.
This is a good place to camp.
- Burası kamp kurmak için iyi bir yerdir.
We'll have to camp out if we can't find a place to stay.
- Biz kalacak bir yer bulamazsak dışarıda kamp kurmak zorunda kalacağız.
One of Tom's favorite things to do is camping.
- Tom'un en sevdiği şeylerden biri kamp yapmaktır.
Camping so near the river isn't a good idea.
- Nehrin yakınında kamp yapmak iyi bir fikir değildir.
The campsite was totally deserted.
- Kamp yeri tamamen terk edilmişti.
Tom returned to the campsite.
- Tom kamp yerine döndü.
Sami was at a fisherman's campground.
- Sami bir balıkçının kamp yerindeydi.
There are three campgrounds in this area.
- Bu alanda üç tane kamp yeri var.