kalakalmak

listen to the pronunciation of kalakalmak
Turkish - English
to stand aghast
to be left open-mouthed, be left dumbstruck
kal
{f} remain

How long will you remain in London? - Londra'da ne kadar kalacaksın?

Words fly, texts remain. - Söz uçar, yazı kalır.

kal
devolve
kal
hover over
kal
{f} stay

I'd like to stay one more night. Is that possible? - Bir gece daha kalmak istiyorum. Mümkün mü?

He stayed in New York for three weeks. - O, üç hafta New York'ta kaldı.

kal
{f} staying

I should study now, but I prefer staying on Tatoeba. - Şimdi çalışmalıyım ama Tatoeba'da kalmayı tercih ediyorum.

My uncle is staying in Hong Kong at present. - Amcam şu anda Hong Kong'da kalmaktadır.

kal
{f} remaining

Let's quickly finish the remaining work and go out for some drinks. - Kalan işi çabucak bitirelim ve dışarı biraz içmeye gidelim.

The door remaining locked up from inside, he could not enter the house. - Kapı içeriden kilitli kaldığı için, o, eve giremedi.

kal
word, talk
kal
snub
kal
remains

He remains calm in the face of danger. - O, tehlike karşısında sakin kalır.

He remains loyal to his principles. - O, prensiplerine sadık kalıyor.

English - English

Definition of kalakalmak in English English dictionary

kal
Era
kal
Strife
English - Turkish

Definition of kalakalmak in English Turkish dictionary

KAL
(Askeri) kritik unsurlar listesi (key assets list)
kalakalmak
Favorites