çekirge

listen to the pronunciation of çekirge
Turkish - English
grasshopper

A grasshopper and many ants lived in a field. - Bir çekirge ve bir hayli karınca bir tarlada yaşadı.

That's the biggest grasshopper I've ever seen. - O şimdiye kadar gördüğüm en büyük çekirge.

(Tabiat Doğa) (böcek, haşere, Fam: Acrididae) locust, grasshopper, cricket
locust

That's not a grasshopper. It's a locust! - O bir çekirge değil, o bir ağustos böceği!

Tourists are locusts on wheels. - Turistler tekerlekler üzerinde çekirgelerdir.

cricket
1.grasshopper, locust
grasshopper, locust
number of plant-eating insects having hind legs adapted for leaping
katydid
grig
çekirge sesi çıkarmak
chirr
çekirge ötleğeni
(Tabiat Doğa) (kuş, Fam: ötleğenkuşugiller,çalıbülbülügiller) common grasshopper-warbler
Turkish - Turkish
Düz kanatlılardan, uzun olan art bacaklarına dayanarak uzağa sıçrayabilen, birçok türleri olan böcek (Acridium)
Bursa kentinin ünlü kaplıcası
(Osmanlı Dönemi) CERAD
(Osmanlı Dönemi) HÜSBAN
(Osmanlı Dönemi) KURKUL
(Osmanlı Dönemi) GAVGA
(Osmanlı Dönemi) HAVÎ
kal
çetik
çekke
mik
çekirge kuşu
Sığırcık, çoğurcuk (Sturnus vulgaris)
çekirge ötleğeni
Orta Asya ve Avrupa içlerinde yaşayan ötücü bir kuş
çekirge şalvar
Paçaları çok dar, bacak bölümü geniş olarak dikilmiş şalvar
çekirge
Favorites