kıskançlığın

listen to the pronunciation of kıskançlığın
Turkish - English
envying
envy of
kıskanç
jealous

She was burning with jealousy. - O kıskançlıktan yanıp tutuşuyordu.

She was a bundle of jealousy. - O bir kıskançlık çıkınıydı.

kıskanç
{s} envious

The envious die, but envy never does. - Kıskanç ölür ama kıskançlık asla ölmez.

Envious people die, but envy never does. - Kıskanç insanlar ölür ama kıskançlık asla ölmez.

kıskanç
envy

Envy is the central fact of American life. - Kıskançlık, Amerikan yaşamının ana gerçeğidir.

The envious die, but envy never does. - Kıskanç ölür ama kıskançlık asla ölmez.

kıskanç
envious of
kıskanç
green-eyed
kıskanç
{s} yellow
kıskanç
jealous, envious (of)
kıskanç
grudging
kıskanç
jaundiced
kıskanç
grudger
kıskanç
green eyed
Turkish - Turkish

Definition of kıskançlığın in Turkish Turkish dictionary

Kıskanç
günücü
Kıskanç
günüleme
Kıskanç
hasetçi
Kıskanç
hasut
Kıskanç
çekemez
Kıskanç
(Osmanlı Dönemi) GAYRETKEŞ
kıskanç
Kıskanma huyu olan (kimse), günücü, hasetçi, hasut: "İlk tanıştığımız günlerde ben kıskanç ve fenaydım."- P. Safa
kıskanç
Kıskanma huyu olan (kimse)
kıskançlığın
Favorites