Turkish - English
Definition of körfezler in Turkish English dictionary
- (Hukuk) bays
- Baize
- Third-person singular simple present indicative form of bay
- plural form of bay
- {n} an honarary crown or garland, a prize
- Repititive divisions into which a building is divided
- third-person singular of bay
- {i} fame, renown
- plural of bay
- - Depression areas characterized by wet soils and swamp vegetation
- internal compartments of a building; each divided from the other not by solid walls but by divisions only marked in the side walls (columns, pilasters, etc) or the ceiling (beams, etc) Also external divisions of a building by fenestration (windows)
- körfez
- gulf
What do you think about the Gulf War?
-Körfez Savaşı hakkında ne düşünüyorsun?
How do you feel about the Gulf War?
-Körfez savaşı konusunda ne düşünüyorsun?
- körfez
- bay
He kept the invaders at bay with a machine gun.
-O, bir makineli tüfek ile işgalcileri körfezde tuttu.
The bay has more yachts than sailboats.
-Körfezde yelkenlilerden daha çok yatlar var.
- körfez
- lough
- körfez
- loch
- körfez
- gulf, bay
- körfez
- bight
Heligoland is located in the German Bight.
-Helgoland Alman körfezinde bulunmaktadır.
- körfez
- arm
- körfez
- firth
- körfez
- indentation
- körfez
- cove
- körfez
- gulf; bay; inlet
- körfez
- secluded, out-of-the-way
- körfez
- inlet
- körfez
- arm of the sea
- körfez
- loch,lough
- tarihsel körfezler
- (Hukuk) historical bays
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of körfezler in Turkish Turkish dictionary
- körfez
- Kuytu, işlek olmayan
- körfez
- Denizin karaya doğru sokulmuş büyük ve derin girinti
- körfez
- Karanın içine sokulmuş deniz parçası
- körfez
- Karanın içine sokulmuş deniz parçası: "Körfezin karşı kıyısında bir kömürcü kayığı demirlemişti."- Y. Z. Ortaç