isteği

listen to the pronunciation of isteği
Turkish - English

Definition of isteği in Turkish English dictionary

istek
claim
istek
wish

My wishes for your father's rapid recovery. - Babanızın çabuk iyileşmesi için isteklerim.

She cremated him against his wishes. - Onun isteklerinin aksine o onu yakarak kül etti.

istek
request

A map is available upon request. - İstek üzerine bir harita mevcuttur.

The request became a hot political issue in the presidential campaign. - İstek başkanlık kampanyasında sıcak bir siyasi sorun haline geldi.

istek
want

They want to choose their mates by their own will. - Arkadaşlarını kendi istekleriyle seçmek istiyorlar.

We aim to satisfy our customers' wants and needs. - Müşterilerimizin istek ve gereksinimlerini karşılamayı amaçlıyoruz.

istek
desire

Tom sometimes has trouble understanding other people's motives and desires. - Tom'un bazen diğer insanların güdülerini ve isteklerini anlama sorunu var.

isteği gerçekleşmek
have one's own way
isteği karşılamak
supply a want
isteği yerine getirmek
supply a want
isteği üzerine
upon request
isteği üzerine
at sb's request, at the request of sb
istek
{i} will

He was willing to care for that cat. - O,o kediye bakmak için istekliydi.

He began to study with a will. - O, istekle çalışmaya başladı.

istek
{i} requirement
başarma isteği olan
ambitious
istek
{i} requisition
istek
{i} aspiration
istek
{i} urge

When I read about the untranslatability of some language, I feel an irresistable urge to go back to my desk and translate another novel. - Bir dilin çevirilemezliği hakkında bir şey okuduğum zaman, çalışma masama dönüp başka bir roman çevirmek için karşı konulmaz bir istek duyuyorum.

istek
mind
arama isteği
(Bilgisayar) call request
hizmet isteği
(Bilgisayar) service request
istek
(Ticaret) sale

Tom assumes Mary will be willing to help with the bake sale. - Tom Mary'nin fırın satışında yardım etmeye istekli olacağını farzediyor.

One of the items on your wish list is on sale. - İstek listendeki öğelerden biri satlıktır.

istek
(Bilgisayar) prompt
istek
accord
istek
(Ticaret) motive

Tom sometimes has trouble understanding other people's motives and desires. - Tom'un bazen diğer insanların güdülerini ve isteklerini anlama sorunu var.

istek
calling
istek
fancy
istek
rush
istek
dream
istek
market
istek
thirst
istek
drily
istek
ambition
istek
(Ticaret) motivation
yeme isteği
munchies
istek
run
istek
zeal

She was a zealous worker for charity. - Yardım için istekli bir çalışandı.

istek
eagerness
istek
demand

I gave in to her demands. - Onun isteklerine boyun eğdim.

You must not give way to those demands. - Bu isteklere boyun eğmemelisin.

istek
{i} wanting
istek
appetite
istek
avidity
istek
vision
istek
disposition
istek
ardour
isteği üzerine
at sb's request
istek
{i} hunger
istek
{i} bent
öğrenme isteği
desire to learn
Meteoroloji Ve Oşinografi Merkezi (METOC) yardım isteği
(Askeri) METOC assistance request
bindirme limanı ikmal isteği
(Askeri) port extract requisition
cinsel isteği az
undersexed
cinsel isteği azaltan ilaç
anaphrodisiac
cinsel isteği bastıran
anaphrodisiac
depozito isteği
demand deposit
esas hat değiştirme isteği
(Askeri) baseline change request
görev isteği
(Bilgisayar) task request
gülme isteği
risibility
hava sahası kontrol araçları isteği
(Askeri) airspace control means request
hava tahliye isteği
(Askeri) air evacuation request
istek
enthusiasm
istek
pleasure
istek
wish, desire, aspiration; appetite; demand, sale; request
istek
readiness
istek
Grace
istek
alacrity
istek
propensity
istek
wish, desire
istek
device
istek
instance
istek
intentness
istek
earnestness
istek
inclination, appetite
istek
devoutness
istek
adjuration
istek
desiderative
istek
{i} studiousness
istek
{i} suit
istek
{i} stomach
istek
{i} relish
istek
prurient
istek
wants

We aim to satisfy our customers' wants and needs. - Müşterilerimizin istek ve gereksinimlerini karşılamayı amaçlıyoruz.

Separate your wants from your needs. - İsteklerinizi ihtiyaçlarınızdan ayırın.

klor isteği
(Tıp) chlorine demand
microsoft faks isteği
(Bilgisayar) microsoft fax request
oturum açma isteği
(Bilgisayar) logon request
oyuncu değiştirme isteği
(Spor) request of substitution
pazar isteği
demand for market
pek az isteği olan bir adam
a man of few wants
rapor isteği
(Askeri) reporting requirements
sahip olma isteği
possessiveness
silme isteği
(Bilgisayar) clear request
sync isteği sayısı
(Bilgisayar) sync requests
yakın hava destek isteği
(Askeri) close air support request
yardım isteği
an application for help
öç alma isteği
revengefulness
öç alma isteği
revenge
öğrenme isteği desire
to learn
Turkish - Turkish

Definition of isteği in Turkish Turkish dictionary

İstek
talep
istek
Bir şeye duyulan eğilim, arzu: "Yanıma yaklaşan gölge, o eski şarkıyı gerçek bir istekle tekrarlıyordu."- Ç. Altan
istek
Yerine getirilmesi başkasından istenilen şey, talep. İstek ve niyet kavramı veren isteme kipi
istek
İstek ve niyet kavramı veren isteme kipi.Türkçede bu kip fiil kök veya gövdesine -a/-e eki getirilerek kurulur
istek
Yerine getirilmesi (başkasından) istenilen şey, talep
istek
Belirli bir ihtiyacı karşılayacağı düşünülen nesne veya duruma karşı duyulan özlem, arzu
istek
Bir şeye duyulan eğilim, arzu
istek
(Osmanlı Dönemi) talep
İstek
özenç