Definition of in a slight manner in English Turkish dictionary
- slightly
- çok az
Tom çok az kıskanç görünüyordu.
-Tom sounded slightly jealous.
Tom hakkında çok az endişeliyim.
-I'm slightly worried about Tom.
- slightly
- azıcık
- in a manner
- sanki
- slightly
- bir dereceye kadar
- slightly
- bir parça
- slightly
- az oranda
- slightly
- hafiften
Tom hafiften deli gibi görünüyordu.
-Tom seems slightly distracted.
- slightly
- yavaşça
Hasta, dudaklarını yavaşça kımıldattı.
-The patient moved his lips slightly.
- slightly
- biraz
Büyükannem biraz ağır işitir. Yani hafifçe sağırdır.
-My grandmother is hard of hearing. In other words she is slightly deaf.
Eşimin elleri tezgahtarınkinden biraz daha küçük.
-My wife's hands are slightly smaller than the shop assistant's.
- slightly
- hafifçe
Şartlar hafifçe farklı olmasına rağmen, bizim deneyin sonucu Robinson'unki ile aynı.
-Although the conditions are slightly different, the result of our experiment was identical with Robinson's.
Büyükannem biraz ağır işitir. Yani hafifçe sağırdır.
-My grandmother is hard of hearing. In other words she is slightly deaf.
- slightly
- az
- in a manner
- bir şekilde
- slightly
- belli belirsiz
- slightly
- kuvvetsizce
Related Terms
Definition of in a slight manner in English English dictionary
- slightly
- in a manner
- in a way, in a fashion