Cidden benimle yarışmak istiyor musun?
- Do you seriously want to race me?
Cidden boşanmayı düşünüyor musunuz?
- Are you seriously thinking about getting a divorce?
Gitmeyi ciddi olarak düşünüyor musun?
- Are you seriously thinking about going?
Tom bugünkü toplantıya gitmeme hakkında ciddi olarak düşünüyor mu?
- Is Tom seriously thinking about not going to today's meeting?
Tom neden önerimizi ciddiyetle kabul etmedi?
- Why wouldn't Tom take our offer seriously?
Eşyaları biraz daha ciddi bir şekilde al.
- Take things a little more seriously.
Tom ciddi bir şekilde yaralandı.
- Tom has been seriously injured.
Barney ağır şekilde yaralandı.
- Barney was wounded seriously.
Dr. Kim gelmeden önce bir hafta boyunca çocuğu ağır hasta olmuştu.
- Her child had been seriously ill for a week before Dr. Kim arrived.
Barney ağır şekilde yaralandı.
- Barney was wounded seriously.