Tamamen unutulduğunu düşünecek.
 - He will think he has been completely forgotten.
Asal sayılar hayata benzer, onlar tamamen mantıksaldır fakat, eğer tüm zamanınızı onun hakkında düşünmek için harcarsanız kurallarının bulunması imkânsızdır.
 - Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it.
Prosedür doğru ve eksiksiz yürütülmelidir.
 - The procedure must be executed correctly and completely.
Tom yerleşimden tam olarak mutlu değildi.
 - Tom wasn't completely happy with the settlement.
Bunun için tam olarak hazır değilim.
 - I'm not completely prepared for this.
Tamamen ve tam anlamıyla sana âşığım.
 - I'm totally and completely in love with you.
O bütünüyle yanlış değil.
 - That's not completely wrong.
O bütünüyle yanlış değil.
 - This isn't completely wrong.
Biz düpedüz gafil avlandık.
 - We were completely taken by surprise.
Amcam hastalığından tamamıyla kurtuldu.
 - My uncle has completely recovered from his illness.
Asal sayılar hayata benzerler, onlar tamamıyla mantıklıdır ama bütün zamanınızı bu konuyu düşünerek harcasanız dahi belirli bir kural bulmak imkansızdır.
 - Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it.