tamamıyla

listen to the pronunciation of tamamıyla
Turkish - English
fully

I haven't had time to fully discuss the matter with Tom. - Tom'la konuyu tamamıyla görüşmek için zamanım yoktu.

I'm fully aware of that. - Onun tamamıyla farkındayım.

completely, totally, fully, absolutely
completely, entirely, wholly, altogether
integrally
totally
downright
altogether
absolutely
(Ticaret) fairly
right
every bit
throughout
roundly
out

This doesn't entirely rule out another possibility. - Bu başka bir olasılığı tamamıyla dışlamaz.

{f} flat
all through
completely

Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it. - Asal sayılar hayata benzerler, onlar tamamıyla mantıklıdır ama bütün zamanınızı bu konuyu düşünerek harcasanız dahi belirli bir kural bulmak imkansızdır.

My uncle has completely recovered from his illness. - Amcam hastalığından tamamıyla kurtuldu.

utterly
even

Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it. - Asal sayılar hayata benzerler, onlar tamamıyla mantıklıdır ama bütün zamanınızı bu konuyu düşünerek harcasanız dahi belirli bir kural bulmak imkansızdır.

Do you even remember Tom? - Tom'u tamamıyla hatırlıyor musun?

implicitly
tamamıyla ödemek (borcu)
pay off
Turkish - Turkish
Tam olarak, büsbütün, külliyen
Tam olarak, büsbütün, külliyen: "Hiddetim tamamıyla geçtiği için bu kıymetli yadigâra acımaya başlamıştım."- Ö. Seyfettin
English - Turkish

Definition of tamamıyla in English Turkish dictionary

tamamıyla haksız
totally wrong
tamamıyla
Favorites