Can you prove the allegations?
 - İddiaları kanıtlayabilir misin?
The allegations are completely unfounded.
 - İddialar tamamen asılsız.
Prosecutors in court have to substantiate their claims in order to prove a suspect is guilty.
 - Bir şüphelinin suçlu olduğunu ispatlamak için mahkemedeki savcılar iddialarını kanıtlamak zorundadır.
John laid claim to the painting.
 - John tablo üzerinde hak iddia etti.
Can you prove the validity of your assertion?
 - İddianızın geçerliliğini ispat edebilir misiniz?
So long as you have no evidence for your assertions, I am not having this conversation.
 - İddiaların için bir kanıtın olmadığı sürece ben bu konuşmayı yapmıyorum.
He knows better than to make such a claim.
 - Böyle bir iddiayı ortaya atmayacak kadar akıllı.
Tom bet Mary that he could beat her at arm wrestling.
 - Tom Mary ile onu kol güreşinde yenebileceğine dair iddiaya girdi.
Her argument was not based on facts.
 - Onun iddiası gerçeklere dayalı değildi.
The argument that smoking is injurious has become accepted.
 - Sigara içmenin zararlı olduğu iddiası kabul edildi.
She allegedly killed him in self defense.
 - İddialara göre o onu kendini savunmak için öldürdü.
She allegedly murdered him.
 - İddiaya göre onu o öldürdü.