She is loved by everyone.
- O herkes tarafından sevilir.
Everyone has the right to form and to join trade unions for the protection of his interests.
- Herkesin menfaatlerinin korunması için sendikalar kurmaya ve bunlara katılmaya hakkı vardır.
It is hard to speak in public.
- Herkesin içinde konuşmak zordur.
I have never heard Roy sing a song in public.
- Roy'un herkesin içinde bir şarkı söylediğini hiç duymadım.
You ought not to say such things in public.
- Herkesin önünde böyle şeyler söylememelisin.
Don't swear in public.
- Herkesin önünde küfretmeyin.
Everybody's waiting for you.
- Herkes seni bekliyor.
Everybody knew that she was being pushy.
- Onun saldırgan olduğunu herkes biliyordu.
That dispute has been settled once and for all.
- O tartışma bir zamanlar karara bağlandı ve herkes için.
The law is equal for all.
- Kanun herkes için aynıdır.
Tom doesn't seem to get along well with anyone.
- Tom, herkesle iyi geçiniyor gibi görünmüyor.
Tom is better at science than anyone else in his class.
- Tom Fen dersinde kendi sınıfındaki herkesten daha iyidir.
I wanted everyone to get along with each other.
- Herkesin birbiriyle iyi geçinmesini istedim.
I just want everybody to like each other.
- Ben sadece herkesin birbirini sevmesini istiyorum.
I'll take whoever wants to go.
- İsteyen herkesi götüreceğim.
You may give this picture to whoever wants it.
- Bu resmi isteyen herkese verebilirsin.
A merry Christmas to everybody! A happy New Year to all the world!
- Mutlu Noeller herkese! Tüm dünyaya mutlu bir yılbaşı!
I am as light as a feather, I am as happy as an angel, I am as merry as a school-boy. I am as giddy as a drunken man. A merry Christmas to everybody! A happy New Year to all the world.
- Ben tüy kadar hafifim, bir melek kadar mutluyum, bir okul çocuğu kadar neşeliyim. Sarhoş bir adam kadar sersemim. Mutlu bir Noel herkese! Tüm dünyaya mutlu bir yılbaşı.
Thank you one and all.
- Herkese teşekkür ederim.
Everyone is a moon, and has a dark side which he never shows to anybody.
- Herkes bir aydır, ve herhangi birine asla göstermeyeceği karanlık bir tarafı vardır.
Tom and Mary are both very kind and will help anybody who asks.
- Tom ve Mary hem çok nazikler hem de isteyen herkese yardımcı olacaklar.
Shy children never laugh until everyone else does.
- Utangaç çocuklar herkes gülene kadar asla gülmezler.
Everyone else waited.
- Başka herkes bekledi.
Everybody is supposed to know the law, but few people really do.
- Herkesin hukuku bilmesi gerekiyor ama birkaç kişi gerçekten biliyor.
Tom thinks people shouldn't eat in public.
- Tom insanların herkesin önünde yemek yememeleri gerektiğini düşünüyor.
Christopher Columbus, as everyone knows, is honored by posterity because he was the last to discover America.
- Herkesin bildiği gibi Christopher Columbus, Amerika'yı en son keşfeden olduğu için sonraki kuşaklar tarafından onurlandırıldı.
The committee stayed up late last night trying to work out measures that would please everyone.
- Komite herkesi memnun edecek önlemleri düzenlemek için dün gece geç saatlere kadar yatmadı.