English - Turkish
Definition of having little flesh and fat; slim; slender; narrow; thin in English Turkish dictionary
- skinny
- {s} çok zayıf
Neden bu kadar çok zayıfsın?
-Why are you so skinny?
- skinny
- {s} sıska
Tom eskiden olduğu kadar sıska değil.
-Tom isn't as skinny as he used to be.
Tom kesinlikle sıska.
-Tom certainly is skinny.
- skinny
- {s} cimri
- skinny
- canlı cenaze
- skinny
- püf desen uçacak
- skinny
- kemikleri sayılmak
- skinny
- değnek gibi
- skinny
- çırpı gibi
- skinny
- sıskalık
- skinny
- {s} cılız
Bana cılız ve çirkin demeye nasıl cesaret edersin?
-How dare you call me skinny and ugly?
- skinny
- bir deri bir kemik
- skinny
- arık
- skinny
- skinninessaşırı zayıflık
- skinny
- {s} derimsi
- skinny
- {s} eli sıkı
Related Terms
English - English
Definition of having little flesh and fat; slim; slender; narrow; thin in English English dictionary
- skinny
having little flesh and fat; slim; slender; narrow; thin
Hyphenation
ha·ving lit·tle flesh and fat; slim; slender; narrow; thinPronunciation
Resimler
Favorites