Evin içi hoş ve ılıktı.
 - It was nice and warm inside the house.
Çorbamı ılık severim, sıcak değil.
 - I like my soup to be warm, not hot.
Gerçekten Tom'un yeterince samimi olduğunu düşünüyor musun?
 - Do you really think Tom is warm enough?
Yeni başkan, sıcak ve samimi bir insandı.
 - The new president was a warm and friendly man.
Bu çiçekler sıcak ülkelerde yetişir.
 - These flowers grow in warm countries.
Onun ellerinin sıcaklığını hatırlayabiliyorum.
 - I can remember the warmth of his hands.
Bugün güzel ve sıcak.
 - It's nice and warm today.
Bugün hava güzel ve sıcak.
 - It is nice and warm today.
Tom sıcakkanlı ve cömerttir.
 - Tom is warm and generous.
Kendisini ateşle ısıttı.
 - She warmed herself by the fire.
O bir cep ısıtıcısı ile kendini ısıttı.
 - He warmed himself with a pocket heater.
Onları çok içten bir biçimde karşıladı.
 - She extended a warm welcome to them.
Bu aile bana nezaket ve içtenlikle karşıladı.
 - This family gave me a warm welcome.