sıcacık

listen to the pronunciation of sıcacık
Turkish - English
{s} warm
nice and warm
cosy, cozy
pleasantly warm, warm and cozy; nicely hot, agreeably hot
snug
cozy

The room had a nice cozy feel. - Odanın sıcacık bir havası vardı.

cosy
sıcacık ve hoş
(rüzgâr vb.) balmy
fırın gibi sıcacık
as warm as toast
Turkish - Turkish
İçten, samimî, hoş, sevimli, güzel
Yeter derecede ve hoşa giden bir sıcaklığı olan
SICACIK
Yeter derecede ve hoşa giden bir sıcaklığı olan. İçten, samimi, hoş, sevimli, güzel: "Rustik barlarda her şey sıcacık tahtadır."- Ç. Altan
sıcacık
Favorites