Definition of grand- in English Turkish dictionary
- <span class="word-self">grandspan>
 - büyük 
Büyükbabam benim doğumumdan kısa bir süre sonra öldü.
 - My grandfather died shortly after my birth.
Büyükannemi ziyaret edeli uzun zaman oldu.
 - It's been a long time since I visited my grandmother.
 - <span class="word-self">grandspan>
 -  {i} bin dolar 
Ben sadece üç bin dolar yaptım.
 - I just made three grand.
 - <span class="word-self">grandspan>
 -  {s} muhteşem
 - <span class="word-self">grandspan>
 - asil 
 - <span class="word-self">grandspan>
 - ihtişamlı 
 - <span class="word-self">grandspan>
 - gösteriş 
 - <span class="word-self">grandspan>
 - büyüklük 
 - <span class="word-self">grandspan>
 - tam 
Ben büyük annemin yüzünü tam olarak hatırlamıyorum.
 - I don't remember my grandmother's face accurately.
Babaannemin yüzünü tam olarak hatırlamıyorum.
 - I don't remember my grandmother's face exactly.
 - <span class="word-self">grandspan>
 - mühim 
 - <span class="word-self">grandspan>
 - azamet 
 - <span class="word-self">grandspan>
 - babaanne 
Babaannem 75 yaşında.
 - My grandma is 75 years old.
Babaannen kaç yaşında?
 - How old is your grandmother?
 - <span class="word-self">grandspan>
 - gösterişli 
 - <span class="word-self">grandspan>
 - bütün 
Tom bütün yaz büyükannesi ile birlikte kalıyor.
 - Tom has been staying with his grandmother all summer.
Büyükanne bütün aileye yiyecek almak için markete gitti.
 - Grandma walked to the market to buy food for the whole family.
 - <span class="word-self">grandspan>
 - en önemli 
 - <span class="word-self">grandspan>
 - yüce 
 - <span class="word-self">grandspan>
 - görkemli 
Bu görkemli planları yapmak iyi fakat tabağında sahip olduğunla başlamanı istiyorum.
 - It's fine to make grandiose plans, but I'd like you to start with what you have on your plate.
 - <span class="word-self">grandspan> average
 -  (Bilgisayar) genel ortalama
 - <span class="word-self">grandspan> bazaar
 -  (Turizm) kapalıçarşı
 - <span class="word-self">grandspan> duke
 - büyük dük 
 - <span class="word-self">grandspan> jury
 -  (Kanun) soruşturma kurulu
 - <span class="word-self">grandspan> mal
 -  (Pisikoloji, Ruhbilim) granmal
 - <span class="word-self">grandspan> max
 -  (Bilgisayar) genel en büyük
 - <span class="word-self">grandspan> min
 -  (Bilgisayar) genel en küçük
 - <span class="word-self">grandspan> narrative
 - büyük anlatı 
 - <span class="word-self">grandspan> opening
 - açılış 
 - <span class="word-self">grandspan> potential
 - büyük potansiyel 
 - <span class="word-self">grandspan> product
 -  (Bilgisayar) genel çarpım
 - <span class="word-self">grandspan> stddevp
 -  (Bilgisayar) genel stdsapmas
 - <span class="word-self">grandspan> total
 -  (Bilgisayar) gen top
 - in <span class="word-self">grandspan> style
 - gösterişli 
 - in <span class="word-self">grandspan> style
 - son modaya göre 
 - in <span class="word-self">grandspan> style
 - tantanalı 
 - row <span class="word-self">grandspan> total
 -  (Bilgisayar) satır genel toplamı
 - <span class="word-self">grandspan>
 -  {i} k.dili. kuyruklu piyano
 - <span class="word-self">Grandspan> Vizier
 - sadrazam 
 - baby <span class="word-self">grandspan>
 - kısa kuyruklu piyano 
 - baby <span class="word-self">grandspan>
 - kuyruklu küçük piyano 
 - concert <span class="word-self">grandspan>
 - kuyruklu piyano 
 - <span class="word-self">grandspan>
 -  {s} genel 
Büyükbabam sabah kahvaltısını genellikle saat altıda yer.
 - My grandfather usually eats breakfast at six.
 - <span class="word-self">grandspan>
 - yüksek 
Daha yüksek sesle konuş. Büyükbaban pek de iyi duymuyor.
 - Speak louder. Your grandfather's hearing isn't so good.
Onun büyük babası yüksek rütbeli bir askerdi.
 - His grandfather was a soldier of high degree.
 - <span class="word-self">grandspan>
 - tatlı 
Büyükanne torunlarına tatlılar vermektedir.
 - The grandmother gives sweets to her grandchildren.
 - <span class="word-self">grandspan>
 - kuyruklu piyano 
O ezgiyi kuyruklu piyanosunda çaldı.
 - She played that tune on her grand piano.
Kuyruklu piyanonun hiçbir pedalı yoktur.
 - The grand piano has no pedal at all.
 - <span class="word-self">grandspan>
 - ince 
 - <span class="word-self">grandspan>
 - enfes 
 - <span class="word-self">grandspan>
 - çok iyi 
Büyükannem çok iyi göremez.
 - My grandmother can't see very well.
Büyükannem çok iyi yemek pişirebilir.
 - My grandmother can cook very well.
 - <span class="word-self">grandspan>
 - baş 
Büyükbabam başını salladı ve gülümsedi.
 - My grandfather nodded and smiled at me.
Bu görkemli planları yapmak iyi fakat tabağında sahip olduğunla başlamanı istiyorum.
 - It's fine to make grandiose plans, but I'd like you to start with what you have on your plate.
 - <span class="word-self">grandspan>
 - heybetli 
 - <span class="word-self">grandspan>
 - debdebeli 
 - <span class="word-self">grandspan>
 - hoş 
Tom dedesiyle TV'de beyzbol maçları izlemekten hoşlanır.
 - Tom enjoys watching baseball games on TV with his grandfather.
Büyükannem bana hoş peri masalları anlatırdı.
 - My grandmother used to tell me pleasant fairy tales.
 - <span class="word-self">grandspan>
 - güzel 
Torunum için çok güzel bir bebek satın aldım.
 - I have bought an adorable doll for my granddaughter.
Dedem güzel günlerde yürüyüşe gider.
 - My grandfather goes for a walk on fine days.
 - <span class="word-self">grandspan>
 - parlak 
 - <span class="word-self">grandspan>
 - kibar 
 - <span class="word-self">grandspan>
 - mükemmel 
 - <span class="word-self">grandspan>
 - (insan) önemli 
 - <span class="word-self">grandspan>
 - ana 
 - <span class="word-self">grandspan>
 - ulu 
 - <span class="word-self">grandspan> duchess
 - grand düşes 
 - <span class="word-self">grandspan> duke
 - grandük 
 - <span class="word-self">grandspan> duke
 - grand dük 
 - <span class="word-self">grandspan> jury
 - büyük jüri 
Büyük jüri, polis memurunu suçlamamaya karar verdi.
 - The grand jury decided not to indict the police officer.
Büyük jüri onu herhangi bir suçtan suçlu bulmadı.
 - A grand jury found him not guilty of any crime.
 - <span class="word-self">grandspan> opera
 - büyük opera 
 - <span class="word-self">grandspan> piano
 - kuyruklu piyano 
Kuyruklu piyanonun hiçbir pedalı yoktur.
 - The grand piano has no pedal at all.
O ezgiyi kuyruklu piyanosunda çaldı.
 - She played that tune on her grand piano.
 - <span class="word-self">grandspan> piano
 - kuyruklu piano 
 - <span class="word-self">grandspan> total
 - genel toplam 
 - <span class="word-self">grandspan> tour
 - büyük gezi 
 - <span class="word-self">grandspan> turk
 - büyük türk 
 - <span class="word-self">Grandspan> National Assembly of Turkey
 - Türkiye Büyük Millet Meclisi 
 - Turkish <span class="word-self">Grandspan> National Assembly
 - Türkiye Büyük Millet Meclisi, TBMM 
 - <span class="word-self">grandspan> am
 - grand önce 
 - <span class="word-self">grandspan> architect
 - Tanrı 
 - <span class="word-self">grandspan> banks
 - büyük bankalar 
 - <span class="word-self">grandspan> bazaar
 - Kapalı Çarşı 
 - <span class="word-self">grandspan> bounce
 - büyük sıçrama 
 - <span class="word-self">grandspan> child
 - büyük çocuk 
 - <span class="word-self">grandspan> coalition
 - büyük koalisyon 
 - <span class="word-self">grandspan> duchess
 - büyük düşes 
 - <span class="word-self">grandspan> duchy
 - Büyük Dükalığı 
 - <span class="word-self">grandspan> duchy of luxembourg
 - Lüksemburg Büyük Dükalığı 
 - <span class="word-self">grandspan> finale
 - büyük final 
 - <span class="word-self">grandspan> kid
 - büyük çocuk 
 - <span class="word-self">grandspan> larceny
 - Büyük çaplı hırsızlık 
 - <span class="word-self">grandspan> mother
 - büyük anne 
 - <span class="word-self">grandspan> opening
 - Bir yer için kutlamaların yapıldığı açılış günü 
 - <span class="word-self">grandspan> parent
 - büyük ebeveyn 
 - <span class="word-self">grandspan> parents
 - büyük anne 
 - <span class="word-self">grandspan> son
 - büyük oğlu 
 - <span class="word-self">grandspan> theft
 - ulu hırsızlık 
 - have a <span class="word-self">grandspan> time
 - büyük bir zaman var 
 - on a <span class="word-self">grandspan> scale
 - Büyük ölçüde, büyük çapta 
 - take for <span class="word-self">grandspan>
 - doğal karşılamak 
 - the <span class="word-self">Grandspan> National Assembly
 - Büyük Millet Meclisi 
 - the turkish <span class="word-self">grandspan> national assembly
 - Türk Büyük Millet Meclisi 
 - turkish <span class="word-self">grandspan> national assembly
 - Türk Büyük Millet Meclisi 
 - turkish <span class="word-self">grandspan> national assembly
 - Türkiye Büyük Millet Meclisi 
 - <span class="word-self">Grandspan> Old Party
 - cumhuriyetçi parti 
 - baby <span class="word-self">grandspan>
 - piyano (küçük) 
 - <span class="word-self">grandspan>
 -  {i} argo bin dolar
 - <span class="word-self">grandspan>
 -  {s} önemli 
Çoğumuz ebeveynlerimiz ve büyük ebeveynlerimizden önemli ölçüde daha varlıklı olmamıza karşın, onu yansıtan mutluluk seviyeleri değişmemiştir.
 - While most of us are significantly better off financially than our parents and grandparents, happiness levels haven't changed to reflect that.
 - <span class="word-self">grandspan>
 -  {s} ağırbaşlı
 - <span class="word-self">grandspan>
 -  {s} soylu
 - <span class="word-self">grandspan>
 -  {s} k.dili. çok güzel, harika
 - <span class="word-self">grandspan> joint exercise
 -  (Askeri) genel müşterek tatbikat
 - <span class="word-self">grandspan> juror
 -  (Kanun) büyük jüri üyesi
 - <span class="word-self">grandspan> jury
 - jüri heyeti 
 - <span class="word-self">grandspan> larceny
 -  {i} büyük hırsızlık
 - <span class="word-self">grandspan> master
 -  (Tiyatro) ana şalter
 - <span class="word-self">grandspan> narrative
 -  (Sosyoloji, Toplumbilim) büyük anlatı (lyotard)
 - <span class="word-self">grandspan> seigneur
 - asil beyefendi 
 - <span class="word-self">grandspan> seigneur
 - osmanlı padişahı 
 - <span class="word-self">grandspan> seignior
 - beylerbeyi 
 - <span class="word-self">grandspan> seignior
 - asil beyefendi 
 - <span class="word-self">grandspan> slam
 -  (Askeri) GRAND ŞİLEM: Görünen tüm uçaklar yere indirilecektir
 - <span class="word-self">grandspan> tier
 -  (İnşaat) ana balkon
 - <span class="word-self">grandspan> total
 - (genel) toplam 
 - <span class="word-self">grandspan> tour
 - avrupa turu 
 - <span class="word-self">grandspan> varp
 -  (Bilgisayar) genel vars
 - <span class="word-self">grandspan> vizier
 - veziri azam 
 - railway <span class="word-self">grandspan> division
 -  (Askeri) DEMİRYOLU İŞLETME ŞUBESİ: Böyle bir birlik tarafından idare edilen iki veya daha çok işletme kısmı
 - the <span class="word-self">Grandspan> Old Party
 - A.B.D. Cumhuriyetçi Parti