We are all looking forward to your coming.
- Gelişinizi sabırsızlıkla bekliyoruz.
Did you notice him coming in?
- Onun içeri gelişini fark ettin mi?
Keiko informed him of her safe arrival.
- Keiko onun güvenli bir şekilde gelişini ona bildirdi.
Possibly, the accident will delay his arrival.
- Kaza onun gelişini muhtemelen geciktirecek.
Trade between the two countries has been steadily growing.
- İki ülke arasındaki ticaret sürekli gelişiyor.
I want to build up my vocabulary.
- Kelime haznemi geliştirmek istiyorum.
Reading helps you build up your vocabulary.
- Okumak kelime dağarcığınızı geliştirmenize yardım eder.
The fine arts flourished in Italy in the 15th century.
- Güzel sanatlar on beşinci yüzyılda İtalya'da gelişti.
Our work began to flourish.
- İşlerimiz gelişmeye başladı.
The tribe wasn't delighted about the advent of the peacemaker.
- Kabile arabulucunun gelişi hakkında memnun değildi.
The story revolves around a mysterious adventure.
- Hikaye gizemli bir macera etrafında gelişiyor.
No more than 50 people came.
- 50 kişiden fazla gelen olmadı.
What came first? The egg or the hen?
- Hangisi ilk olarak geldi? Yumurta mı yoksa tavuk mu?
Did you come by yourself today?
- Bugün tek başına mı geldin?
Why did you come to Japan?
- Neden Japonya'ya geldin?
Social order does not come from nature. It is founded on customs.
- Toplumsal düzen doğadan gelmez. Gelenekler üzerine kurulmuştur.
80% of all English words come from other languages.
- Tüm İngilizce sözcüklerin %80'i diğer dillerden gelmiştir.
Look out! There's a truck coming!
- Dikkat! Buraya gelen bir kamyon var!
She is coming from England.
- O İngiltere'den geliyor.
These flowers come from Holland.
- Bu çiçekler Hollanda’dan geliyor.
There is not past, no future; everything flows in an eternal present.
- Geçmiş ve gelecek yok; her şey sonsuz bir şimdikilikte akıyor.
Tom saçına jöle çaldı.
- Tom put gel in his hair.
O, saçına jöle sürer.
- Tom puts gel in his hair.
Pelte limonlu ve portakallı olarak yapılabilen içine taze meyve katıldığında ise tadına doyum olmayan tatlıdır.
Ben jelatin kullanmadan panna cotta yaparım.
- I make panna cotta without using gelatin.