Sen tamamen ödevlerin aracılığıyla mısın?
 - Are you completely through with your homework?
Asal sayılar hayata benzer, onlar tamamen mantıksaldır fakat, eğer tüm zamanınızı onun hakkında düşünmek için harcarsanız kurallarının bulunması imkânsızdır.
 - Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it.
Prosedür doğru ve eksiksiz yürütülmelidir.
 - The procedure must be executed correctly and completely.
Bunun için tam olarak hazır değilim.
 - I'm not completely prepared for this.
Ben, tam olarak on mil yürüdüm.
 - I completely walked ten miles.
Tamamen ve tam anlamıyla sana âşığım.
 - I'm totally and completely in love with you.
Ben bütünüyle ciddiyim.
 - I'm completely serious.
O bütünüyle yanlış değil.
 - That's not completely wrong.
Biz düpedüz gafil avlandık.
 - We were completely taken by surprise.
Asal sayılar hayata benzerler, onlar tamamıyla mantıklıdır ama bütün zamanınızı bu konuyu düşünerek harcasanız dahi belirli bir kural bulmak imkansızdır.
 - Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it.
Amcam hastalığından tamamıyla kurtuldu.
 - My uncle has completely recovered from his illness.