Turkish - English
Definition of faktör in Turkish English dictionary
- factor
Health is an important factor of happiness.
-Sağlık mutluluk için önemli bir faktördür.
Terrorism is the most important factor for the division of a country and the creation of autonomous regions.
-Terörizm, bir ülkenin bölünmesi ve ayrılıkçı bölgelerin oluşumu için en önemli faktördür.
- element
Hard work is an essential element of success.
-Sıkı çalışma başarının önemli bir faktörüdür.
- agent
- factor, agent
- consideration
- driver
- underlying
- coefficient
- faktör fiyatı
- factor cost
- belirleyici faktör
- determinant
- engelleyici faktör
- (Ticaret) disincentive
- trombosit aktive edici faktör
- (Tıp) platelet activating factor
- baş faktör
- primary factor
- baş faktör
- main factor
- baş faktör
- chief factor
- faktörler
- factors
Motivation is one of the factors that affects the learning process.
-Motivasyon öğrenme sürecini etkileyen faktörlerden biridir.
In my understanding, those two experiments do not have common factors.
-Anladığım kadarıyla, bu iki deneyin ortak faktörleri yok.
- belirleyen faktör
- (Çevre) fit factor
- caydırıcı faktör
- disincentive
- genetik faktör
- (Biyoloji,Tıp) genetic factor
- hayati faktör
- vital factor
- itici faktör
- driving factor
- kilit faktör
- (Askeri) key consideration
- koloni stimüle edici faktör
- (Tıp) colony stimulatfactor
- kıt faktör
- (Ticaret) scarce factor
- marjinal faktör maliyeti
- (Ticaret) marginal factor cost
- nitelik belirten faktör
- (Ticaret) qualitative factor
- reaktif faktör
- reactive factor
- sınırlayıcı faktör
- (Askeri) limiting factor
Related Terms
Turkish - Turkish
Definition of faktör in Turkish Turkish dictionary
- (Osmanlı Dönemi) Fr. Bir neticeyi meydana getiren unsurlardan her birisi. Amil
- Etken, etmen
- Bir neticeyi meydana getiren unsurlardan her birisi
- Etken, etmen: "Bütün hastalıklarda böyle ruh faktörleri bulunabilir."- P. Safa
- etken
faktör
Hyphenation
fak·törPronunciation
Resimler
History
Favorites