Komutan adamlarını silah atışına maruz bıraktı.
- The commander exposed his men to gunfire.
Aslında, yerleşik halk radyoaktif ışınlara maruz kalmaktadır.
- In fact, the inhabitants have been exposed to radioactive rays.
Şimdi her şey ortada.
- Now everything's exposed.
Tepe ortada, ağaçsız.
- The hill is exposed, with no trees.
Askerler düşman ateşine maruz kaldı.
- The soldiers were exposed to the enemy's fire.
Aslında, yerleşik halk radyoaktif ışınlara maruz kalmaktadır.
- In fact, the inhabitants have been exposed to radioactive rays.
Fadıl karanlık sırrını açıkladı.
- Fadil exposed his dark secret.
Bebekleri güçlü güneş ışığına maruz bırakmak tehlikelidir.
- It's dangerous to expose babies to strong sunlight.
Tom her şeyi meydana çıkarmakla tehdit etti.
- Tom threatened to expose the whole thing.
Dan Linda'nın yasa dışı işlerini ortaya çıkarmak için uzun bir makale yazmaya karar verdi.
- Dan resolved to write a lengthy article to expose Linda's illegal deals.
Tom her şeyi ortaya çıkarmakla tehdit etti.
- Tom threatened to expose the whole thing.
Bebekleri güçlü güneş ışığına maruz bırakmak tehlikelidir.
- It's dangerous to expose babies to strong sunlight.
Skandalı ortaya çıkaracak cesareti vardı.
- He had the courage to expose the scandal.
Komutan adamlarını silah atışına maruz bıraktı.
- The commander exposed his men to gunfire.
Fotoğrafları güneşe maruz bırakmayın.
- Don't expose photos to the sun.
Aslında, yerleşik halk radyoaktif ışınlara maruz kalmaktadır.
- In fact, the inhabitants have been exposed to radioactive rays.
Aslında, yerleşik halk radyoaktif ışınlara maruz kalmaktadır.
- In fact, the inhabitants have been exposed to radioactive rays.
Tom bizi açığa çıkaracaktı.
- Tom was going to expose us.
Fadıl karanlık sırrını açıkladı.
- Fadil exposed his dark secret.
Bu sırrın ifşa edilmesini istemiyorum.
- I don't want this secret to be exposed.
Dan Linda'nın yasa dışı işlerini ortaya çıkarmak için uzun bir makale yazmaya karar verdi.
- Dan resolved to write a lengthy article to expose Linda's illegal deals.
Tom her şeyi ortaya çıkarmakla tehdit etti.
- Tom threatened to expose the whole thing.
This they do, as a rule, by exposing the child or throwing it into the sea. --Nansen, Eskimo Life (1893), page 152.
... We're all exposed to infectious agents all the ...
... in this course. The kind of ideas that you will be exposed to in the remainder of your ...