Henüz kesin olarak bilmiyorum.
 - I don't know exactly yet.
Hayat kesin bir bilim değildir, bir sanattır.
 - Life is not an exact science, it is an art.
Ben de tamı tamına aynısını seçerdim.
 - I would choose the exact same thing.
Tamı tamına bu ne anlama geliyor?
 - Exactly what does that mean?
Bir gün pilot olma fikrinin hayatımda tam olarak ne zaman oluştuğunu söyleyemem.
 - I couldn't say when exactly in my life it occurred to me that I would be a pilot someday.
Sözcükleri arayabilir ve çevirileri alabilirsiniz. Ama o, tam olarak tipik bir sözlük değildir.
 - You can search words, and get translations. But it's not exactly a typical dictionary.
Bunu bitirmek için tam olarak on üç dakikan var.
 - You have exactly thirteen minutes to finish this.
Aslında, bunu bilmem gerekir. Bir dakika bekle, hatırlamama izin ver, Kesinlikle! Radyum elementinin atom numarası 88'dir
 - Actually, I should know it. Wait a minute, let me remember. Exactly! The atomic number of radium is 88.
Bu tamamen doğru değil.
 - It isn't totally exact.
O tam olarak doğru değildi.
 - That wasn't exactly true.
O tamamen kesin değildir.
 - It isn't totally exact.
Bu tamamen olmasını beklediğim şey.
 - That's exactly what I expected to happen.
Dikkatlice dinle ve tam olarak sana söylediğimi yap.
 - Listen carefully and do exactly what I tell you.
Sanırım gerçek aşkın ne olduğunu tam olarak anlamaya başlıyorum.
 - I think I'm starting to understand exactly what real love is.
Ne demek istediğini tam olarak biliyorum. Anne ve babalar gerçekten sinir bozucu olabiliyorlar.
 - I know exactly what you mean. Parents can be really annoying.
to exact revenge.
exact accounts.
Give me a precise answer.
 - Give me an exact answer.
That's precisely what I meant.
 - That's exactly what I meant.