Definition of every; sometimes used interchangeably with every in English Turkish dictionary
- each
- her biri
Okul müdürü mezunların her birine diplomasını sundu.
-The principal presented each of the graduates with diploma.
Erkek kardeşlerin her birinin bir arabası var.
-Each of the brothers has a car.
- each
- {i} herbirisi
- each
- {s} her bir
O, her birimize bir dondurma ikram etti.
-She treated each of us to an ice cream.
Genel müdür her bir adamı görevine atadı.
-The president appointed each man to the post.
- each
- {s} her, her bir. zam. her biri, tanesi. two million liras each tanesi iki milyon lira
- each
- her birine
Onların her birine bir hediye aldım.
-I bought them each a present.
Tom onların her birine bir kamera satın aldı.
-Tom bought them each a camera.
- each
- tanesine
- each
- {s} her
Her yemekten sonra dişlerini fırçala.
-Brush your teeth after each meal.
Her biri bin dolar ödedi.
-Each person paid one thousand dollars.
- each
- tanesi
Onların tanesi otuz dolar.
-They're thirty dollars each.
Biletlerin her biri 3 dolar veya üç tanesi 8 dolardır.
-Tickets are $3 each or three for $8.
- each
- (İnşaat) herbiri
Related Terms
Definition of every; sometimes used interchangeably with every in English English dictionary
- each