erkeklik

listen to the pronunciation of erkeklik
Turkish - English
virility
manhood
masculinity
sexual virility
masculine
maleness
bravery
courage, manly behavior
manhood; masculinity; courage, bravery; sexual virility
manliness
sexual potency, virility
erkek
male

There is neither Jew nor Gentile, neither slave nor free, nor is there male and female, for you are all one in Christ Jesus. - Ne Musevi, ne de musevi olmayan, ne köle ne de özgür vardır, ne erkek ne de dişi vardır, zira Mesih İsa'da hepiniz birsiniz.

Sixty percent of Japanese adult males drink alcoholic beverages on a regular basis. - Yetişkin Japon erkeklerinin yüzde altmışı düzenli olarak alkollü içecekler içerler.

erkek
man

How many brothers do you have? - Kaç tane erkek kardeşin var?

How many boys are there in the room? - Odada kaç tane erkek çocuk var?

erkeklik hormonu
(Tıp) androgen
erkeklik torbası
(Tıp) testis
erkeklik uzvu
penis
erkeklik bezi
Testicle
erkeklik erkekliğe adım atmak
grow into a man
erkeklik organı
(Argo) purple-veined
erkeklik organı
(Tıp) virile member
erkeklik organı
penis
erkeklik organı
(Argo) wedding tackle
erkeklik organı
(boğa vb) pizzle
erkeklik organı
stamen
erkeklik organı
phallus
erkeklik organı (bitki)
stamen
erkeklik organına ait
phallic
erkeklik sende kalsın!
(Konuşma Dili) Behave like a gentleman (and don't be a part of anything mean or underhanded)
erkeklik çağı
virility
erkeklik öldü mü?
(Konuşma Dili) Has manly behavior gone out of fashion? (said by someone preparing to perform a manly deed)
erkek
{i} Jack
erkek
he
erkek
(genç) boy
erkek
manly

You're so strong, manly and sweet, how could I resist you? - Çok güçlü, erkeksi ve tatlısın, sana nasıl direnebilirim?

Tom isn't very manly. - Tom çok erkeksi değil.

erkek
(hayvan) Tom
erkek
hard

My brother pretended to be working very hard. - Erkek kardeşim çok sıkı çalışıyormuş gibi davrandı.

All the men are hardworking. - Tüm erkekler çalışkandır.

erkek
husband

When we think of the traditional roles of men and women in society, we think of husbands supporting the family, and wives taking care of the house and children. - Ne zaman kadın ve erkeklerin geleneksel rollerini düşünsek, ailesine destek olan kocalar ve de aile ve çocuklarına bakan karılar aklımıza gelir.

Of all the men that I dislike, my husband is certainly the one that I prefer. - Hoşlanmadığım tüm erkeklerden, kocam kesinlikle tercih ettiğimdir.

erkek
good, hard (iron, copper)
erkek
prov. husband
erkek
mech., carpentry male
erkek
rigid
erkek
male, he; manly, courageous, reliable; rigid, hard; man; husband
erkek
menfolk
erkek
{s} masculine

Men like to look masculine. - Erkekler erkeksi görünmek isterler.

Some women look more masculine than feminine. - Bazı kadınlar kadınsıdan daha çok erkeksi görünüyor.

erkek
courageous
erkek
gent

In the amusement park Mary found a boy on his own weeping, and spoke to him gently. Hey, sonny, what is it? Are you lost? Would you like me to take you to the Lost Children Department? - Eğlence parkında kendi kendine ağlayan bir erkek çocuk buldu, ve onunla kibarca konuştu. Hey, evlat, Sorun nedir? Kayboldun mu? Seni kayıp çocuklar bölümüne götürmemi ister misin?

There is neither Jew nor Gentile, neither slave nor free, nor is there male and female, for you are all one in Christ Jesus. - Ne Musevi, ne de musevi olmayan, ne köle ne de özgür vardır, ne erkek ne de dişi vardır, zira Mesih İsa'da hepiniz birsiniz.

erkek
men's
erkek
men

My son thinks women are stronger than men. - Oğlum kadınların erkeklerden daha güçlü olduklarını düşünüyor.

Those young men are independent of their parents. - Bu genç erkekler ebeveynlerinden bağımsızlar.

erkek
honest and true
erkek
manly, courageous, virile, macho
erkek
man; male
hayvan erkeklik organından yapılan kamçı
pizzle
yapay erkeklik organı
dildo
Turkish - Turkish
Bir erkeğin fizyolojik görevini yerine getirme gücü: "Yaşlı imiş
Erkek olma durumu
Bir erkeğin fizyolojik görevini yerine getirme gücü
Erkekçe davranış, yiğitlik, mertlik: "Ondan usanmak, onunla didişmemek erkekliğin şanından mıydı?"- S. F. Abasıyanık
Erkekçe davranış, yiğitlik, mertlik
oktan erkekliği kesilmiş."- K. Tahir
(Osmanlı Dönemi) ZEKÂRET
(Osmanlı Dönemi) ZÜKURET
(Osmanlı Dönemi) ZEKURET
erkeklik bezi
Er beziya da testis, erkek üreme organlarından penisin her iki yanında yer alan yapılardır. Er bezlerinin testosteron hormonu salgılanması, spermlerin üretilmesi ve erkeklere özgü bazı fiziksel özelliklerin gelişmesi gibi görevleri vardır
erkeklik organı
Erkeğin çiftleşme organı, kamış, penis, fallus
Erkek
(Osmanlı Dönemi) NERE
Erkek
kişi
Erkek
(Hukuk) MÜZEKKER
Erkek
male
Erkek
(Osmanlı Dönemi) IBLIK
Erkek
er
erkek
Sert, kolay bükülmez
erkek
Sperma oluşturan organizma
erkek
Sözüne güvenilir, mert
erkek
Yetişkin adam, kadın karşıtı: "Erkekler gelince buraya, karılar işte böyle kaçar."- O. C. Kaygılı
erkek
Koca
erkek
Girintili ve çıkıntılı olmak üzere bir çift oluşturan nesnelerden çıkıntılı olanı
erkek
Marangozculukta geçmelerde bir yuva ya da deliğe giren bölümü üzerinde bulunduran parça
erkek
İnsan, hayvan ve bitkilerin dişiyi dölleyecek cinsten olanı
erkek
Yetişkin adam, kadın karşıtı
English - Turkish

Definition of erkeklik in English Turkish dictionary

erkek
zıvana mortise
erkeklik
Favorites