Definition of entire, complete, absolute in English Turkish dictionary
- total
- toplam
Yarının toplam güneş tutulması, güney yarımküreden görünür olacaktır.
-Tomorrow's total eclipse of the sun will be visible from the southern hemisphere.
Öğrencilerin toplam sayısı nedir?
-What is the total number of students?
- total
- (Ticaret) tam
Siz acayip kılıklı herifler tamamen cahilsiniz.
-You guys are totally clueless.
O tamamen kesin değildir.
-It isn't totally exact.
- total
- ulaşmak
- total
- bütüncül
- total
- {f} ulaş
İçecekler için toplam fatura 7000 dolara ulaştı.
-The total bill for drinks came up to 7000 dollars.
Ekibimiz toplamda beş madalyaya ulaştı.
-Our team achieved five medals in total.
- total
- toplam miktar
- total
- tutarını bulmak
- total
- tüm
Tom başarılı bir biçimde tüm eyaletteki oyların yaklaşık yüzde sekseninin desteğini alacak duruma erişti.
-Tom successfully carried the state with nearly sixty percent of the total statewide vote.
- complete; full; entire; absolute
- tamamlanması; tam, bütün; mutlak
- total
- {f} toplamak
- total
- Yeşilaycılık
- total
- toplam,v.ulaş: n.toplam
- total
- etmek
Toplam gizliliği kabul etmek ve bir gizlilik sözleşmesi imzalamak zorundaydık.
-We had to agree to total confidentiality and sign a non-disclosure agreement.
- total
- total abstinence alkolden kaçınma
- total
- {f} etmek (toplam)
- total
- (isim) toplam, tutar, adet, mevcut, topu, hepsi
- total
- yekun
- total
- {s} toptan
- total
- {i} hepsi
- total
- (sıfat) toplam, tüm, bütün, toptan, hepten
- total
- {f} toplamını bulmak
Related Terms
Definition of entire, complete, absolute in English English dictionary
- {s} total