Tom büyükbabasından miras kalan parayla Mary için bir nişan yüzüğü aldı.
- Tom bought an engagement ring for Mary with money he inherited from his grandfather.
Medyanın onun sözleşmesi ile ilgili bir söylenti rüzgarı vardı ve hızlı geldi.
- The media got wind of a rumor about his engagement and came quickly.
Medyanın onun sözleşmesi ile ilgili bir söylenti rüzgarı vardı ve hızlı geldi.
- The media got wind of a rumor about his engagement and came quickly.
Tom'un anne-babası onun nişanı ile ilgili onu tebrik ettiler.
- Tom's parents congratulated him on his engagement.
Tom Mary'nin küçük kız kardeşi ile nişanlıdır.
- Tom is engaged to Mary's younger sister.
Jill Jack'le nişanlıdır.
- Jill is engaged to Jack.
Zor bir görevle meşgulüz.
- We are engaged in a difficult task.
O, mektupları yazmakla meşguldü.
- She is engaged in writing letters.
Ben başıboş tahminle meşgul olmam.
- I don't engage in idle speculation.
Dedikodu ile meşgul olcak zamanım yok
- I have no time to engage in gossip.
Tom Mary ile meşgul oldu.
- Tom was engaged to Mary.
They were engaged last month! They're planning to have the wedding next year.
Thou that doest liue in later times, must wage / Thy workes for wealth, and life for gold engage.
Whenever I engage the clutch, the car stalls out.
... us is how to engage the private sector, the public ...
... someone who is desperate is more likely to engage in long-term rewarding ...