effect, outcome, consequence

English - Turkish

Definition of effect, outcome, consequence in English Turkish dictionary

Related Terms

result

ile sonuçlanmak

result

sonuçlandırmak

result

ürün

result

(in ile) ile sonuçlanmak

result

sonuç

Bütün olarak ben sonuçtan memnunum. - On the whole I am satisfied with the result.

Kömür sobasıyla uyumamalısınız. Çünkü karbonmonoksit olarak adlandırılan çok zehirli bir gaz içerir. Kömür sobasıyla uyumak ölümle sonuçlanabilir. - You shouldn't sleep with a coal stove on because it releases a very toxic gas called carbon monoxide. Sleeping with a coal stove running may result in death.

result

çıkmak

result

{f} sonuç ver

Teşebbüsüm sonuç vermedi. - My attempt gave no result.

Çabalarım hiç sonuç vermedi. - My efforts produced no results.

result

doğmak

result

meydana gelmek

result

(from ile) -den sonuçlanmak

result

netice,sonuç

result

{f} in -e yol açmak, -e sebep olmak

result

{f} meydana gelmek, olmak

result

{i} akıbet

result

{f} from -den kaynaklanmak, -den meydana gelmek, -den çıkmak, -den doğmak

result

{f} sonucu olmak

result

sık sık in çıkmak meydana gelmek

English - English

Definition of effect, outcome, consequence in English English dictionary

{i} result

Hyphenation

effect, outcome, con·se·quence