I never see a library without wishing I had time to go there and stay till I had read everything in it.
- Oraya gidecek ve içindeki her şeyi okuyacak zamanım olmasını dilemeden bir kütüphaneyi asla fark etmem.
I never see a library without wishing I had time to go there and stay till I had read everything in it.
- Bir kütüphane görünce, gidip içindeki her şeyi okuyana kadar orada kalmayı dilemediğim olmamıştır.
I came to wish you good luck.
- Sana iyi şans dilemek için geldim.
I wish to say a word of apology.
- Özür dilemek istiyorum.
Tom told Mary that sometimes all you have to do is ask for forgiveness.
- Tom Mary'ye bazen yapmak zorunda olduğumuz bütün şeyin af dilemek olduğunu söyledi.
I'd like to wish my mom a happy birthday.
- Anneme mutlu yıllar dilemek istiyorum.
I'd like to apologise on behalf of my son.
- Oğlum adına özür dilemek istiyorum.
Why will I write a letter to apologize?
- Neden özür dilemek için bir mektup yazacağım?
You will have to apologize when you see him.
- Onu gördüğünde özür dilemek zorundasın.
It's an American tradition to make a wish on your birthday.
- Doğum gününde dilek tutmak bir Amerikan geleneğidir.
Everybody wished he had been elected governor.
- Herkes vali seçilmiş olmayı diledi.
Tom told Mary that sometimes all you have to do is ask for forgiveness.
- Tom Mary'ye bazen yapmak zorunda olduğumuz bütün şeyin af dilemek olduğunu söyledi.
I wish to say a word of apology.
- Özür dilemek istiyorum.
I don't want Tom's apology.
- Tom'un özür dilemesini istemiyorum.
She wished she had been born twenty years earlier.
- O, yirmi yıl önce doğmuş olmayı diledi.
Tom wished he had a decent job.
- Tom düzgün bir işi olmasını diledi.
I named my daughter Nairu wishing her long life.
- Ona uzun bir ömür dileyerek kızıma Nairu ismini verdim.
I never see a library without wishing I had time to go there and stay till I had read everything in it.
- Bir kütüphane görünce, gidip içindeki her şeyi okuyana kadar orada kalmayı dilemediğim olmamıştır.
Beggars can't be choosers.
- Dilenciler seçici olamaz.
Tom dropped a coin into the beggar's cup.
- Tom dilencinin kabına bir bozuk para koydu.
We came by to wish you luck.
- Size şans dilemek için uğradık.
I'd like to wish my mom a happy birthday.
- Anneme mutlu yıllar dilemek istiyorum.