The teacher listened attentively to my explanation.
- Öğretmen açıklamamı dikkatle dinledi.
The boys listened attentively.
- Erkek çocukları dikkatle dinledi.
The opera singer tested her voice gingerly after recovering from throat surgery.
- Opera şarkıcısı boğaz ameliyatıyla iyileştikten sonra sesini dikkatle test etti.
These problems must be dealt with carefully.
- Bu sorunlar dikkatle ele alınmalıdır.
This problem must be dealt with carefully.
- Bu problem dikkatle ele alınmalıdır.
Are you listening closely?
- Dikkatle dinliyor musun?
I will scrutinize you closely.
- Seni dikkatle inceleyeceğim.
I tried to listen to him carefully.
- Ben onu dikkatle dinlemeye çalıştım.
Tom looked over the documents carefully.
- Tom belgeleri dikkatle inceledi.
Everyone but Tom listened intently.
- Tom'dan başka herkes dikkatle dinledi.
Tom is listening intently.
- Tom dikkatle dinliyor.
If you're not careful, you might slip and fall on the icy steps.
- Eğer dikkatli olmazsan ,kayabilir ve buzlu basamakların üstüne düşebilirsin.
The doctor thinks carefully before deciding what medicine to give.
- Doktor, hangi ilacı vereceğine karar vermeden önce dikkatlice düşünür.
I did not want to attract attention.
- Ben dikkat çekmek istemiyordum.
By lack of attention, she hit the post with her car.
- Dikkatsizlikten,arabasıyla direğe çarptı.
Caution, the doors are now closing!
- Dikkat, kapılar şimdi kapanıyor.
He cautioned me against being careless of my health.
- O beni benim sağlığıma karşı dikkatsiz olmama karşı uyarıda bulundu.
Tom didn't take Mary's age into consideration.
- Tom Mary'nin yaşını dikkate almadı.
I have taken everything into consideration.
- Her şeyi dikkate aldım.
He paid no attention to my warning.
- Uyarımı dikkate almadı.
No attention was paid to his warning.
- Onun uyarısına hiç dikkat edilmedi.
He came regardless of my instructions.
- Benim talimatlarımı dikkate almadan geldi.
Everyone has gone towards the ruin regardless of warnings.
- Herkes uyarıları dikkate almadan harabeye doğru gitti.
You must be careful not to make him angry.
- Onu kızdırmamak için dikkatli olmalısın.
You'd better be careful about going to her house.
- Onun evine gitme hakkında dikkatli olsan iyi olur.
I wasn't being mindful and got on a wrong bus by mistake.
- Dikkatli değildim ve yanlışlıkla hatalı otobüse bindim.
While driving, mind the potholes.
- Araba sürerken, çukurlara dikkat et.
Beware of the cockerel. It bites.
- Yavru horoza dikkat edin. O ısırır.
Beware of pickpockets here.
- Burada yankesicilere dikkat edin.
He seldom gets sick because he is careful about his health.
- Sağlığı hakkında dikkatli olduğundan dolayı o nadiren hastalanır.
You should be careful in choosing friends.
- Arkadaş seçerken dikkatli olmalısın.
Look out! There's a truck coming!
- Dikkat edin! Gelen bir kamyon var!
Look out for pickpockets.
- Yankesicilere dikkat et.
It's my fault that the cake was burned. I was talking on the phone and didn't notice the time.
- Kekin yanması benim hatamdır. Telefonda konuşuyordum ve zamana dikkat etmedim.
Notice how the player uses his elbows.
- Oyuncunun dirseğini nasıl kullandığına dikkat edin.
At last, they began to count down cautiously.
- Sonunda, dikkatlice geri saymaya başladılar.
In recent years, some Muslim countries have prospered and attracted the attention of the world.
- Son yıllarda, bazı Müslüman ülkeler zenginleşmiş ve dünyanın dikkatini çekmişlerdir.
They gave no heed to the warning.
- Uyarıya dikkat etmediler.
Take heed of her advice.
- Onun tavsiyesine dikkat et.
Do your work with more attentiveness.
- Biraz daha dikkatli çalışır mısın?
Recent advances in medicine are remarkable.
- Tıptaki son gelişmeler dikkat çekiyor.
Tom and Mary have achieved remarkable results using their new technique.
- Tom ve Mary, yeni tekniği kullanarak dikkat çekici sonuçlar elde ettiler.
Watch out for thieves around here.
- Civardaki hırsızlara dikkat edin.
Do we need to watch out for tigers around here?
- Buradaki kaplanlara dikkat etmeli miyiz?
Please take note of that.
- Lütfen ona dikkat et.
I advise you to be careful in making notes for the lecture.
- Dersi not alırken dikkatli olmanızı tavsiye ederim.
The forest fire occurred through carelessness.
- Orman yangını dikkatsizlik yüzünden oldu.
If you go into the forest, watch out for the ogres who eat children!
- Eğer ormana giderseniz, çocukları yiyen canavarlara dikkat edin!
I didn't notice the light turn red.
- Işığın kırmızıya döndüğüne dikkat etmedim.
He took no notice of my advice.
- O, benim tavsiyemi dikkate almadı
Let the buyer beware.
- Alıcı dikkatli olsun.
Beware of pickpockets.
- Yankesicilere dikkat edin.
Beware! There's a car coming!
- Çok dikkat et! Gelen bir araba var!
Beware of pickpockets.
- Yankesicilere dikkat edin.