dikenler

listen to the pronunciation of dikenler
Turkish - English
thorns

Beautiful flowers have thorns. - Güzel çiçeklerin dikenleri vardır.

Time withers the roses, but wears down the thorns. - Zaman gülleri soldurur, fakat dikenleri kırar.

plural of thorn
diken
thorn

There is no rose without thorns. - Dikenleri olmayan bir gül yoktur.

Every rose has its thorn. - Her gülün dikeni vardır.

diken
spine

The terrible scene sent shivers down his spine. - Korkunç sahne onun tüylerini diken diken etti.

Do you know why cacti have spines? - Neden kaktüslerin dikenleri olduğunu biliyor musun?

diken
barb

My coat got caught on a barb on the barbed wire. - Benim ceket dikenli tel üzerinde bir diken üzerinde yakalandı.

Tom crawled under barbed wire. - Tom dikenli tel altında süründü.

diken
(Tıp) spina
diken
hawthorn
diken
prick

The question of free will is a prickly conundrum to religion. - Özgür irade sorunu din için bir dikenli bir bilmece.

Emilien wants to eat fried prickly pears. - Emilien kızarmış dikenli incir yemek istiyor.

diken
spicule
diken
stinger
diken
erector
diken
prickle
diken
pricker
diken
thorny plant
diken
thorn, pricker; barb; spine
diken
spine, quill
diken
brier
diken
trichome
diken
thornbush
diken
thorny plant, thornbush
diken
prickle, thorn; spine
diken
(hayvan) quill
diken
briar
diken
awn
diken
chaeta
Turkish - Turkish

Definition of dikenler in Turkish Turkish dictionary

Diken
(Osmanlı Dönemi) NİŞ
Diken
har
Diken
dıraga
Diken
(Osmanlı Dönemi) VAHİR
Diken
çaltı
Diken
magol
Diken
mağol
Diken
(Osmanlı Dönemi) ŞEVK
Diken
niş
diken
Sedat Simavi tarafından istanbul'da yayımlanan haftalık mizah dergisi
diken
Dikeni çok olan bitki
diken
Bazı bitkilerin dal, yaprak, meyve kabuğu gibi bölümlerinde ve bazı hayvanların derisinde bulunan sert, ucu sivri ve batıcı çıkıntılardan her biri
diken
Reşat Nuri,Yusuf Ziya,ömer Seyfettin,Selahattin Enis gibi yazarların sürekli yazı yazdıkları,istanbul'da yayımlanan bir mizah dergisi