Onların işi maaşları hesaplamak.
 - Their job is to calculate salaries.
Tom'un köpeği şeker çubuğunu yedikten sonra, Tom çikolata zehirlenmesinin seviyesini hesaplamak için akıllı telefonunu kullandı.
 - After Tom's dog ate a candy bar, Tom used his smartphone to calculate the level of chocolate poisoning.
Tom kurnaz ve çıkarcıdır.
 - Tom is cunning and calculating.
Kapasiteyi hesaplamak için, uzunluğu genişlikle derinlikle çarpın.
 - To calculate the capacity, multiply the length by the width by the depth.
Gelecek hafta ne kadar para harcayacağımı hesaplamalıyım.
 - I must calculate how much money I'll spend next week.
Ben müteahhitlerle konuşuncaya kadar nihai maliyeti hesaplayamam.
 - I cannot calculate the final cost until I talk with our contractors.
Tom Mary'ye geçen altı ay içinde 34,000 dolardan daha fazla verdiğini hesapladı.
 - Tom calculated that he had given Mary over 34,000 dollars in the past six months.
Tom Mary'ye geçen altı ay içinde 34,000 dolardan daha fazla verdiğini hesapladı.
 - Tom calculated that he had given Mary over 34,000 dollars in the past six months.
Ben müteahhitlerle konuşuncaya kadar nihai maliyeti hesaplayamam.
 - I cannot calculate the final cost until I talk with our contractors.
Abaküs bir hesaplama aracıdır.
 - The abacus is a calculating tool.
Tom ne kadar zamanın boşa harcandığını hesaplamada daha fazla zamanı boşa harcamak istemedi.
 - Tom didn't want to waste any more time calculating how much time had been wasted.
Tom kurnaz ve çıkarcıdır.
 - Tom is cunning and calculating.
O, kurnaz ve hesapçıdır.
 - He is shrewd and calculating.
Maaşımı hesaplıyorum.
 - I am calculating my salary.
İlkel hesap makineleri, bilgisayarlar geliştirilmeden uzun zaman önce vardı.
 - Primitive calculating machines existed long before computers were developed.
Calculate the square root of 3 to 10 decimal places.