to make a calculation; to forecast consequences; to estimate; to compute

English - Turkish

Definition of to make a calculation; to forecast consequences; to estimate; to compute in English Turkish dictionary

Related Terms

calculate

{f} hesaplamak

Kapasiteyi hesaplamak için, uzunluğu genişlikle derinlikle çarpın. - To calculate the capacity, multiply the length by the width by the depth.

Onların işi maaşları hesaplamak. - Their job is to calculate salaries.

calculate

{f} hesap etmek

calculate

(Kanun) tasavvur etmek

calculate

oranlamak

calculate

planlamak

calculate

(on ile) -e bel bağlamak

calculate

{f} ayarlamak

calculate

hesaplama

Gelecek hafta ne kadar para harcayacağımı hesaplamalıyım. - I must calculate how much money I'll spend next week.

Onların işi maaşları hesaplamak. - Their job is to calculate salaries.

calculate

(fiil) hesap yapmak, hesap etmek, hesaplamak, saymak; tasarlamak, planlamak; ihtimal vermek, tahmin etmek; ölçüp biçmek, düşünüp taşınmak; güvenmek, bel bağlamak

calculate

{f} tahmin etmek

calculate

{f} düşünüp taşınmak

calculate

{f} ihtimal vermek

calculate

{f} tasarlamak

calculate

{f} saymak

calculate

{f} bel bağlamak

calculate

{f} hesap yapmak

English - English

Definition of to make a calculation; to forecast consequences; to estimate; to compute in English English dictionary

calculate

Hyphenation

to make a calculation; to fore·cast consequences; to estimate; to com·pute