buldum

listen to the pronunciation of buldum
Turkish - English
I've found it!

I've found it myself, no thanks to you! - Onu ben kendim buldum, senin sayende değil!

eureka
I've discovered it!
i got it
bul
{f} found

I found the book very interesting. - Kitabı çok enteresan buldum.

Zebras and giraffes are found at a zoo. - Zebralar ve zürafalar bir hayvanat bahçesinde bulunurlar.

bul
rout out
bul
{f} finding

Finding her office was easy. - Onun bürosunu bulmak kolaydı.

I had great difficulty in finding my ticket at the station. - İstasyonda biletimi bulurken büyük zorluk yaşadım.

bul
{f} find

Ann can't find a job. - Ann, bir iş bulamıyor.

Where can you find the closest store? - En yakın mağazayı nerede bulabilirsin?

bul
contrive

He contrived a means of speaking to Nancy privately. - O, Nancy ile özel olarak konuşmanın bir yolunu buldu.

bul
{f} contrived

He contrived a means of speaking to Nancy privately. - O, Nancy ile özel olarak konuşmanın bir yolunu buldu.

Bul
(abbr. for Bulvarı) Boulevard
bul
routout
bul
detect

The police detective found a bloody knife. - Polis dedektifi kanlı bir bıçak buldu.

The detective used a magnifier to find some clues. - Dedektif bazı ipuçlarını bulmak için bir büyüteç kullanır.

bul
ave
English - English

Definition of buldum in English English dictionary

bul
bulletin
Turkish - Turkish

Definition of buldum in Turkish Turkish dictionary

bul
Yalnız iki geniş yüzü testere ile düzeltilmiş tahta
buldum
Favorites